"Neden garip davranıyorsun Jisung?"
San gergince yemek yiyen ve sürekli etrafına bakınan arkadaşının en sonunda kafayı yediğini düşündü.
"Nasıl davranıyorum?"
"Birinden kaçıyormuş gibi," diye mırıldanan San'ın öndeki tepsi itildiğinde Jisung kimin geldiğine bakmamak için bir an olsun kafasını yemeğinden kaldırmadı.
"Ne yapıyorsun Jeongin?" San, tepsisini ittirmeye devam eden Jeongin'e ters bir bakış atmakla yetindi.
"Sevgilimin karşısına oturacağım kalkarsan."
San alaycı bir gülümseme ile Jeongin'i inceledikten sonra Jisung'a doğru dönmüş ve "Ne saçmalıyor bu," diye aptalca bir soru yöneltmişti. Jeongin'in kendileri ile dalga geçtiğini düşünüyordu ki, Jisung'un tek kelime etmeden yemeği ile oynuyor oluşu onların gerçekten sevgili olduğunu gösteriyordu.
"Geçen kötülerin tarafına gideceğini söylediğinde sevgilin ile mi buluşacaktın?"
Seungmin'i çağırmadan önce San'a söylemiş ve kendisi ile gelmesi için yalvarmıştı. Fakat San, Bayan Yang'dan tekrardan ceza almak istemediğini söyleyerek reddetmişti onu. Ceza alırsa da onunla güzelce dalga geçeceğini de net bir şekilde dile getirmişti.
Yüzündeki garip ifade ile Jisung'un yanına oturan Jeongin'i izledi. Yerinden kalkmadığı için söylenerek Jisung'un yanına oturmaya karar vermiş ve kendisine bakan San'a ters ters bakmıştı. Ne diye sevgilisi ile tek başına yemek yiyordu bu çocuk?
"Kuzenlerinin yanına gitsene," diye homurdanan Jeongin, kendisinden uzaklaşmaya çalışan Jisung'un sandalyesinden tutup kendine doğru çekti.
"Jisung seni tehdit ediyor değil mi? O kimseyi sevmez."
"Siktir," diye hırladı Jeongin önündeki San'ın tepsisini ittirirken. Neden herkes onun kimseyi sevmeyeceğini söyleyip duruyordu? Duygusuz birisi değildi, o da sevebilirdi ve insanların bunu sürekli dile getiriyor olması sinirlerini bozuyordu.
"Etmiyor," diye mırıldandı Jisung sinirlenmeye başlayan Jeongin'in yumruk yaptığı elini tutarken. "Hem o da bir insan ve duyguları var. Sevebilir."
Gülümsedi Jeongin. Jisung'un yanağına küçük bir öpücük kondurmuş ve geri çekilip San'a bakmaya devam etmişti. Gitmesini bekliyordu fakat San hiç gidecekmiş gibi görünmüyordu. Sorular sorup kendilerini rahatsız edip duracaktı.
"Jeongin," diye bağıran Changbin, elindeki tepsiyi masaya bıraktı ve arkadaşına dik dik baktı. Kendisi ile yemek yiyeceğini düşünüyordu ki, Jeongin Jisung ile yiyeceğini ona ilk defa başlamadan söylemişti.
"Beni satıyor musun?" Dudaklarını büzdü Changbin. Jeongin'i elini sallayarak onu kovmuş ve tekrardan sevgilisine doğru dönmüştü.
"Jeongin," diye tekrarladığında "Git Minho ile ye," diyerek onu kovmuştu Jeongin. "Giderken şu San denilen arkadaşı da al bir zahmet."
"Arkadaşımı seninle tek bırakamam." San kafasını iki yanına sallayarak reddetti. Hala inanmıyordu onların sevgili olduğuna ve bu yüzden arkadaşını yalnız bırakmak istemiyordu onunla.
Changbin göz devirerek San'ın yanına oturdu ve "Gitsene lan," diye homurdanan Jeongin'e karşılık omuz silkti. San kaldığı sürece kendisi de kalacaktı. Jisung ile arkadaşını tek bırakamazdı.
Bir süre sessizlik oldu. Jeongin Jisung ile ilgilenirken Jisung bir yandan yemeğini yemeye çalışıyor, bir yandan da Jeongin'e karşılık vermeye çalışıyordu. San ikiliyi şaşkınca izlerken Changbin onları umursamadan yemeğini yiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards/ Stray Kids
Teen FictionMasallarda okuduğunuz ve filmlerde izlediğiniz kötü veya iyi fark etmeyen karakterlerin çocukları, aynı okula gitseydiler ne olurdu?