5.1

178 34 26
                                    

"Yine mi bu kitap?" Hyunjin eline aldığı kitabı beğenmediğini belirtirken Seungmin ona ters bir bakış atmıştı. Ne vardı bu kitapta da sevmiyordu, anlayabilmiş değildi.

"Sen uyurken sürekli bu kitabı okudum sana."

Yüzünü buruşturdu Hyunjin. Bir süre ciddi olup olmadığını anlamak amacıyla Seungmin'i incelemiş, ardından onun ciddi olduğuna emin olarak kusuyormuş gibi yapmıştı.

Bu masalı sevmediğini Seungmin'e birçok defa söylemişti fakat Seungmin onu dinleme gereksinimi duymayarak elinden düşürmüyordu kitabı. Ne buluyordu bu masalda anlayabilmiş değildi.

"Ben sana anlatırım. At artık." Hyunjin elindeki kitabı yatağa fırlatırken konuştuğunda Seungmin omuz silkerek karşılık vermişti. Seviyordu işte ve atmayacaktı da.

"Aslında bakarsan masalda anlatılan çoğu şeyi yaşadık. Fakat seni uyandıran bir prensin öpücüğü değildi, büyülü göldü."

"O zaman," diye mırıldanan Hyunjin, Seungmin'in önüne geçip üzerine eğildi ve tatlı bir gülümseme sundu. "Neden şimdi öpmüyorsun?"

Yanaklarını kızaran Seungmin'in kafasını eğmesine izin vermeyen Hyunjin, dudaklarını onun dudakları ile birleştirmişti çoktan.

"Aile var burada," diye bağıran Jisung, elinde geçirdiği yastığı onlara doğru fırlattı ve ayrılmalarına sebep oldu.

Jeongin, Minho'nun hala arkadaşı olduğunu söyleyerek onun peşinden gitmek isterken Jisung, onun eski arkadaşları olduğunu söyleyerek yanına gitmek istemediğini söylemişti. Daha sonraysa bu konu yüzünden kavga etmişlerdi ve Jeongin pijamasını, yastığını, yorganını alarak odayı terk etmiş, Jisung'u odada yalnız bırakmıştı.

Jisung ise Seungmin ve Hyunjin'in odasına gelerek tüm sinirini kusmaya çalışmış fakat onların bu romantik halleri yüzünden becerememişti bunu. Ne diye buraya gelmişti ki? Changbin ve Felix'in yanı daha iyi değil miydi?

Hayır değildi. Changbin ve Felix'in odasına gitmişti ve karşılaştığı şey, Changbin'in yarı çıplak bir şekilde Jisung'u odadan kovması olmuştu. Asla onların odasına gitmeyecekti bir daha. Changbin'in kendine söylenmelerini ve onun çıplak vücudunu çekemezdi.

Chan'ın yanına gitmeyi düşünmüştü fakat daha sonradan onun Minho ile kaldığı gelmişti aklına. Şu anlık Minho'yu görmek istemiyordu ya da belki de daha çok Hyeji'yi görmek istemiyordu ki, onu doğru düzgün görmemişti bile.

"Siz sevişin," diye homurdanarak ayağa kalkan Jisung'a ters ters bakmakla yetindi Seungmin. Aslında belini tutan Hyunjin olmasaydı, onu dövmeye bile gidebilirdi. Fakat ortamı bozmak istediği pek söylenemezdi.

Odadan çıkan Jisung, yanından geçip giden Minho'yu görmesi ile birlikte kaşlarını çattı. Odada değil miydi? Bunu bilseydi Chan'ın yanına giderdi ve o gelene kadar onunla dururdu.

Merdivenlere ilerleyen Minho ile kaşlarını çattı Jisung. Odası bu kattaydı. Neden yukarı çıkıyordu ki?

Peşinden gidip gitmemek arasında kaldı. Onunla konuşmak istediği pek söylenemezdi fakat üzgün görünen ve gecenin bir yarısında, yarın dersinin olduğunu umursamadan yukarı çıkan Minho epey dikkatini çekmişti. Yanına gidip neler olduğunu sorup birazcık teselli edebilirdi onu.

Koşar adımlarla peşinden ilerledi ve terasa çıkan Minho'nun kolunu tuttu Jisung. Minho kaşlarını çatarak ona doğru dönerken gördüğü bedenle birlikte kolunu kendine doğru çekti. Kendisi ile konuşmak istemeyen hatta arkadaşlarını bile yanına göndermeyen bu çocuk şimdi ne diye peşinden geliyordu?

House of Cards/ Stray KidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin