Elindeki kılıcı döndüren Jennie, bu antrenmanı sevmiş gibi görünüyordu. Hadi ama geçen seneden beri istediği şey buydu ve en sonunda bunu elde etmişti.
San yüzünü buruşturarak ona bakmayı bırakmış ve okuduğu kitaba geri dönmüştü. Bu dersi kesinlikle istemiyordu. Sınıfta ders işlemek, uyumak istiyordu o ve bu imkansız gibi görünüyordu.
Jisung kahvesinden bir yudum alırken Jeongin, çikolatalı sütünün pipedi ile oynuyor ve etrafını inceliyordu. Onunda hoşuna gitmişti bu değişim. Rahatça sevgilisi ile olabiliyordu ve derslerin çoğunu dışarıda işliyorlardı. Bunun bozulmaması için Bay Jung'un ayaklarına kapanabilirdi bile.
Gözleri kendilerinden uzakta oturan Chan'ı bulurken derin bir iç çekti Jeongin. Ona albümü vererek yanlış mı yapmıştı? Neredeyse tüm gününü o albüme bakarak geçiriyordu Chan ve bu Jeongin'in canını sıkmaktan başka bir şey yapmıyordu.
Jisung'un anlattığında göre ismini Hyeji olan ve okulda neredeyse doğru düzgün gözükmeyen bir kızın onunla konuşmasından sonra daha da içine kapanmıştı Chan ve o kızın birçok defa Chan ile konuştuğuna emindi Jisung. Her ne kadar Chan'a engel olmaya çalışsa da Chan'ın sevgilisi hakkında o kızın neler bildiğini merak ettiğini çok iyi biliyordu.
Jisung, Jeongin'in baktığı yere bakıp "Her zamanki gibi," diye mırıldandı. O albümün ona iyi geldiğini düşünüyordu Jisung Jeongin'in aksine.
"O kız," diye mırıldanan Jeongin'e karşılık "Hyeji," diyerek onun cümlesini düzeltti Jisung. Ardından kaşlarını çatıp sevgilisine baktı bir süre. Neden şimdi bu kızın konusunu açmıştı ki?
"Dış görünüşü nasıl?"
"Ne yapacaksın?" Kollarını önünde birleştirdi Jisung. Onlara uzak durmalarını söylemelerine rağmen hepsi sürekli o kız hakkında bir şeyler sorup duruyordu ve bu Jisung'un hoşuna gitmiyordu.
"Nasıl göründüğünü bileyim ki ondan uzak durayım." Göz devirdi Jeongin. Sevgilisinin bu kadar kıskanç olması hoşuna gidiyor olsa dahi şu an sinirlerini bozmuştu. Arkadaşları arasında herkesin nefret ettiği kızın dış görünüşünü ne yapabilirdi ki?
"Turuncu saçlı," diye mırıldanan Jisung daha fazla devam etmedi. Arkadaşlarını uzak tutmaya çalışırken hiç nasıl göründüğüne bakmamıştı. Yalnızca turuncu saçlarını biliyordu. Seungmin'e veya Chan'a sorabilirdi kızın nasıl göründüğünü. Hatta belki de onunla konuşup konuşmadıklarını, konuştularsa ne konuştuklarını öğrenebilirdi.
"Neden gidip Chan'a sormuyorsun?"
Yanlarında oturan Jisoo "Ben sorayım," diye mırıldanarak ayağa kalkmış ve en başından beri onları dinlediğini belirtmişti. Hadi ama Jeongin zaten ona her şeyi anlatmıştı. Jisoo'nun bir numaralı dedikodu arkadaşıydı Jeongin.
"Ona anlattın mı?" Şaşkınca konuşan Jisung'a karşılık gergince dudağını dişlerinin arasına aldı Jeongin.
"Arkadaşlarımı uzak tutuyordum o kızdan." Omuz silkti Jeongin. Birçok kişiye anlatmıştı ki, şu an bunları sevgilisine anlatamazdı.
"Bende Seungmin'e mi sorsam," diye mırıldanan Lisa, yanlarında oturduğunu belirtirken Jisung Jeongin'e ters bir bakış atmıştı. Daha hiçbir şeyden emin değillerken ne diye herkese anlatıyordu?
"Ya da onu Hyunjin ile yalnız bırakayım."
Elini önünde sallayan Lisa arkasına yaslandı ve en başından beri yaptığı şeyi yapıp Jennie'yi izlemeye devam etti.
Chan önüne oturan Jisoo ile birlikte albümü kapattı ve kafasını kaldırıp merakla ona baktı. Onun bir anda yanına gelmesine epey şaşırmış gibi görünüyordu. Sonuçta Jeongin ve Jisung dışında doğru düzgün kimse gelip neyi olduğunu sormazdı üzgün görünüyor olsa bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards/ Stray Kids
Teen FictionMasallarda okuduğunuz ve filmlerde izlediğiniz kötü veya iyi fark etmeyen karakterlerin çocukları, aynı okula gitseydiler ne olurdu?