0.3

939 85 13
                                    

Kitabından kopardığı sayfayı buruşturup en ön sırada oturan ve ilgiyle öğretmenini dinleyen Lia'ya fırlattı Jeongin. Çok sıkılmıştı ve yanındaki Changbin kendisi ile konuşmayınca da kendisinden epeyce uzak olan Lia ile uğraşarak sıkıntısını gidermeye çalışıyordu. Sıra arkadaşını en kısa zamanda değiştirmesi gerekiyordu ki, sınıftakilerin hiçbiri ile Changbin ve Lia kadar yakın değildi.

Kafasına çarpıp yere düşen kağıt top ile birlikte Jeongin'e doğru dönen Lia "Eğleniyor musun bari," diye homurdanmadan edememişti. Bu dersi seviyordu. Sonuçta yaşlı öğretmenleri dersten çok hikayeden hikayeye geçiyor, en sonunda ise uyuyakalıyordu.

"Evet," diye neşe ile konuşan Jeongin ile birlikte göz devirerek önüne döndü Lia. Onunla uğraşamazdı şu an. Tek ilgisi uyumamak için çabalayan yaşlı öğretmenindeydi ki, bunun sebebi de o uyuduğu zaman yüzüne komik şeyler çizmesiydi. Bu yüzden seviyordu bu adamı ve dersini. Fakat en sonunda bunu yaptığı için Bayan Yang'ın odasına gidiyor, bir güzel azar işitip odasına postalanıyordu.

Kitabından bir sayfa daha kopartan Jeongin'e karşılık "Soytarı," diye homurdandı Changbin. Dersin başından beri onunla konuşmamak için çabalayan sıra arkadaşının kendisine seslenmesi ile birlikte hızlıca ona doğru dönerken heyecanla ona baktı. En sonunda kendisi ile konuşmaya karar mı vermişti? Bu harikaydı. Birlikte bu lanet dersi kaynatabilirlerdi ya da bir şeyler yaparak dersten çıkabilirlerdi.

"Umarım yırttığın sayfalardan ödev verir uyumadan önce."

Changbin'in alayla konuşmasına karşılık dudaklarını büzdü. Elindeki kağıttan topa baktıktan sonra kağıdı açıp düzlemeye çalıştı ki, kağıt onun sayesinde yırtılmıştı. Üç olurdu ve bu sefer bu yaşlı adam onu kesinlikle affetmez, Bayan Yang'ın eline verirdi.

"Puding," diye mırıldanan Jeongin, gözlerini büyüterek Changbin'e doğru döndü tekrardan. "Bu adam beni bu sefer Bayan Yang'ın eline verir. Üçüncü olacak bu."

"Bana ne?" Umursamazca konuştu Changbin. Ona hiçbir zaman yardım etmemişti ki, şimdi yardım etsin. Aslında bakarsan Jeongin'in de pek umrunda değildi bu durum. Yaşlı adamın ne yapıp edip kendisini Bayan Yang'ın eline verirdi zaten.

"Minho'nun kitabını alırım," diye rahatlıkla konuşup Changbin'in omzuna vurdu Jeongin. Pek arkadaşı yoktu. Bu yüzden diğer sınıfta tanıdığı en yakın arkadaşı Minho'dan alabilirdi ödevi.

"Dersleriniz farklı soytarı."

Jeongin'in büyümüş gözleri, şokla aralanmış dudakları yüzünü oldukça komik gösterirken Changbin uyumak üzere olan öğretmenlerini umursamadan büyük bir kahkaha attı. Onun şaşkın görünen yüzü oldukça komikti ve Changbin, Jeongin ile alay ettiğini açıkça belli ediyordu.

"Ne yani, Minho bu dersleri görmüyor mu?" Arkadaşının gerçekten çok şanslı olduğunu düşündü. Ne diye bu dersleri seçmişti ki? Ah doğru Lia yüzünden.

Kahkahasını zar zor durduran Changbin "Evet," diye onayladı onu. "Annesi oğlunun bu aptal derslere girmesi yerine antrenmanlara katılıp savaşa hazırlanması gerektiğine inanıyor."

"Ne savaşı lan?" Minho'nun annesini tanımıyor olsa da kendisine anlatılan kadar pek haz etmiyordu o kadından. Aslında bakarsan haz etmemek değildi, o kadından korkuyordu biraz.

"Ne bileyim oğlum? Savaşı sormak yerine kadının delinin teki olup olmadığını sorman gerek."

"Kadın delinin teki mi?" Bunu Minho duysaydı kesinlikle onları döverdi. Bu yüzden fısıldarcasına konuşmuş olmalıydı Jeongin.

"Ne bileyim oğlum," diye tekrarladı Changbin. Tekrardan gülmüş ve kafasını sallayarak önündeki kitabına dönmüştü.

"Fakat kadının insanlardan nefret ettiğini biliyorum. Bir bakmışsın insanlara savaş açmış."

House of Cards/ Stray KidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin