1.8

490 58 25
                                    

"Seungmin de dün kabus görmüştü," diye düşünceli bir tavırla konuşan Hyunjin, gözlerini sevgilisi ile ilgilenen Jisung'a dikmiş ve dudaklarını büzmüştü.

Dün Jisung'u odada bulamayınca onun Jeongin'in yanına gittiğini söyleyip neredeyse bir saatini Seungmin'i ikna etmek için geçirmişti. Daha sonraysa geceyi Hyunjin'in odasında geçirmeye karar vermişlerdi.

"Bunun bir nedeni olmalı." Korkunç bir çığlık ile uyanmıştı ve Seungmin'in herhangi birinin kendisi yüzünden olduğunu söyleyerek ağlamasına şahit olmuştu. Bu onu ürkütmüştü işte.

Bir kabusun bu kadar etkileyici olabileceğini hiç düşünmemişti. Kendisi de kabus görüyordu ki, hiçbiri onu bu kadar etkilememişti. Seungmin bir kabus görmemişti, o kabusu yaşamıştı resmen.

"Bayan Yang dün gece oda kontrolü yapmadı mı," diye soran Changbin konuyu değiştirmeye çalıştı. Dün Felix ile çok fazla konuşmuştu bu konuyu ve biraz daha duymak istemiyordu.

"Sungwoon almış olmalı." Felix diğerlerini umursamadan konuştuğunda Changbin göz devirerek karşılık verdi. Yine aynı konuya gelmişlerdi.

Diğerlerine de bahsetmişti bu kitap meselesinden. Ki hiçbiri pek önemsememişti açıkçası. Kitabın ne işe yaradığını bilmiyorlardı sonuçta.

"Neden alsın ki," diye sormadan edemedi Jisung. Kitabın ne işe yaradığını bilmiyordu. Aslında bakarsan Sungwoon'un sinir bozucu birisi olduğunu bilmesine rağmen onun alacağını düşünmüyordu. Böyle bir şeyi neden yapsın ki?

"Göt herif, kendine eğlence arıyor olmalı."

Jeongin'in sinirle konuştuğunda Jisung onun yanaklarını sıkmış ve sinirlenince tatlı oluyorsun gibi saçma cümleler kurarak sevgilisinin dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuştu.

"O alsa hemen belli ederdi," diye mırıldanmıştı Changbin. "Bir şey saklayamıyor o."

Changbin haklıydı. Hemen her şeyi ağzından kaçırıyordu Sungwoon. Bu yüzden kitabı çalan kişi o olamazdı ya.

"Kabus görmemizin nedeni o kitap mı?"

Seungmin derin bir nefes alıp suyundan bir yudum aldı. Felix bilmediğini belirtircesine kafasını sallarken Jisung sebebinin o olmadığını söylemiş, sebebinin ne olduğu sorulunca da sessiz kalmayı tercih etmişti. Emin değildi ki düşüncelerinden.

"Her neyse. Şu konuyu konuşmayı bırakabilir miyiz artık?"

"Ne konuşalım puding?"

Jeongin'in alaycı sesi ile birlikte "Puding deme," diye homurdanmıştı Felix. Dün Changbin yüzünden epey fazla puding yemişti.

"Sizin basılmanızdan konuşalım birazcık, soytarı."

Jisung kollarını önünde birleştirdi ve Changbin'e dil çıkardı. Minho sayesinde neredeyse herkese yayılmıştı. Kendisini sinir eden Jisung'u her önüne gelene rezil etmişti.

"Bende onları bastım," diye büyük hir şey başarmış gibi konuşan Jisung ile birlikte "Nasıl," diye hızlıca sordu Jeongin. Bundan neden haberi yoktu? Sabah Minho ile dalga geçebilirdi.

"Bana niye anlatmadın?"

"Anlatırsam rüyalarıma girip beni korkutacağını söyledi."

"Çocuk kandırmış," diye alayla konuşan Hyunjin, büyük bir kahkaha atmış ve Seungmin tarafından kafasına vurularak susturulmuştu.

"Nasıl bastın? Ne yapıyorlardı? Bana dalga geçebileceğim bir şey ver."

Jeongin, Hyunjin'i umursamadan heyecanla konuşurken Jisung'un dudaklarını büzerek düşünüyormuş gibi yaptı.

House of Cards/ Stray KidsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin