"Şu kadın, Minho'nun annesi değil mi?"
San oturduğu yerde dikleşip girişin önündeki görevli ile konuşan kadını inceledi bir süre.
"Ne işi var ki burada," diye soran Jisung'un çantasını karıştırmayı bir kenara bırakmış ve San'ın baktığı yere bakmıştı. Bu kadın onu gerçekten korkutuyordu. Erkenden babasının yanına gitmeliydi. Ne diye aptal Seungmin'i beklemişti ki?
"Minho annesinin yanına gitmeyeceğini söylemişti." Chan kollarını önünde birleştirdi. Bu yüzden o da babasının yanına gitmiyordu, Minho'yu tek bırakmamak için.
Gözlerini etrafında gezdirdi Chan. İyilerin çoktan kadın hakkında konuşmaya başladıklarını fark etmişti. Onlar deli gibi korkuyordu Malefizden ve bunu net bir şekilde de gösteriyorlardı.
Bakışları kantin tarafında oturan kötülere kayarken Minho'yu aradı ki, aralarında olsaydı çoktan annesinin yanına gidiyor olmaz mıydı?
"Yunho," diye mırıldanan San, işaret parmağı ile okula giren bedeni göstermiş ve merakla içeri girene kadar ona bakmıştı. "Sanırım Minho'ya haber verecek."
"Seungmin'i beklemeden gitsem ne olurdu ki sanki?" Birazdan yaşanacak kavgadan korkuyordu Jisung. Malefizin oğluna sinirleneceğini, sonuçta Minho annesiyle de gıcık bir şekilde konuşup sinir ediyordu, sonraysa oğluna zarar vermek yerine etrafındakilere bulaşacağını düşünüyordu. Bu düşünceyi de Jeongin sokmuştu onun aklına. Birçok defa Minho yerine Malefizden azar işiten Jeongin olmuştu sonuçta.
Derin bir nefes alıp dudağını dişlerken Seungmin'in nerede kaldığını sorup duruyordu. Kesin yine Hyunjin'in yanındaydı ve Jisung'u çoktan unutmuştu.
Birkaç dakika sonra okuldan çıkan Yunho ile birlikte tüm bakışlar oraya dönerken herkesin gözü Yunho'nun arkasından gelen ve epey sinirli görünen Minho'da takılı kalmıştı. İçeride bir şey mi olmuştu yoksa okula gelen annesine mi bu kadar çok sinirlenmişti, bunu kimse bilemeyecekti.
Elinden tuttuğu bedeni ayağa kaldıran Jeongin "Gel buraya," diye söylenmiş ve Jisung'u çekiştirerek okulun arka tarafına götürmüştü. Her zamanki gibi bir kavga olacaktı ve sevgilisinin bundan korkmasını istemiyordu.
San bu olaylara şahit olacağını söyleyerek homurdanıp dururken Chan onların neyden bahsettiğini kesinlikle bilmiyordu. Minho'nun annesini ilk kez görüyordu ve ikisininde sinirli olmasının sebebini kesinlikle bilmiyordu. Tamam, Minho annesi okula kadar geldiği için sinirliydi ona göre fakat kadının neden sinirli olduğunu anlayamamıştı hala.
"Kavga mı ederler," diye soran Chan ile birlikte dudaklarını büzdü San. Bunu kendisi değil de her gününü Minho ile geçiren Chan'ın bilmesi gerekmiyor muydu?
"İkisi de sinirli olduğuna göre sanırım ederler." Omuz silkerek karşılık verdi San. Bu pekte umrunda değildi açıkçası. Bir aile kavgası izlemek istediği en son şeydi ki, yine de Chan'ın yanında kalacaktı.
Bakışlarını tekrardan Minho'ya doğru çevirdi Chan. Okula doğru yürüyen annesinin peşinden ilerleyen ve neden geldiği hakkında konuşup duran annesini durdurmaya çalışırken arkasından gelen Changbin'de onu durdurmaya çalışıyordu. Onunda şu anlık bir kavga izlemek istediği söylenemezdi, hele ki Minho ve annesinin arasında geçen kavgayı.
Annesinin kolundan tutup durdururken "Neden geldin," diye tekrarladı sinirle Minho. Bayan Yang'ın anlaşmayı bozduğunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden kamerayı Chan'a vermiş ve onu tüm herkese izletmesi gerektiğini söylemişti. Zaten Bayan Yang bozmasaydı kendisi bozacaktı.
"Seni bu lanet okuldan almaya geldim." Kolunu oğlunun elinden kurtarırken konuştu Malefiz. Sinirle kendisine bakan oğluna aynı şekilde karşılık verirken bakışları kısa bir süreliğine Minho'yu çekiştiren Changbin'e kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards/ Stray Kids
Ficção AdolescenteMasallarda okuduğunuz ve filmlerde izlediğiniz kötü veya iyi fark etmeyen karakterlerin çocukları, aynı okula gitseydiler ne olurdu?