Okulun önünde sıra olan öğrencilerde gezdirdi bakışlarını Bay Jung. Onlara kalkan ile ilgili nasıl bir açıklama yapması gerektiğini bilmiyordu. Bayan Yang onlara her şeyi anlatmalarını söyleyerek Bayan Kim onların korkabileceğini ve neler olduğunu bulana kadar onları geçiştirmek için küçük bir yalan uydurmayı tercih etmişti. Öğrencilerinin korkup ailelerinin yanına gitmesini istemiyordu. Bu hem okulu zor duruma sokardı hem de insanlara savaş açmak için fırsat kollayan bazılarına küçük bir ışık olurdu. Bu yüzden bu olayın gerçeği onlara anlatılmamalıydı.
Kollarını önünde birleştiren Jeongin söylenerek kafasına vuran Minho'yu duymazdan gelmiş ve kendilerinden birkaç adım ötede olan iyilerin üzerinde gözlerini gezdirmişti. Göz göze geldiği sevgilisine büyük bir gülümseme sunarken Jisung hızla kafasını çevirmiş ve kızaran yanaklarını eliyle saklamaya çalışmıştı. Jeongin onun hala öğlen ki konu yüzünden utandığını biliyordu ki, bunu anlayamıyordu. Birkaç saatte unutulup gidecekti kendince.
"Hayır yani, birkaç dakika daha geç gelemez miydin?" Jeongin homurdanmaya devam eden Minho'nun ağzına kapattı ve başından beri yakındığı konuyu tekrardan gün yüzüne çıkardı. Minho'nun zamanlaması gerçekten mükemmeldi.
Minho küçük bir kız çocuğu gibi vuruyorsun diyerek kendisi ile dalga geçen Chan'ı dövecekken yanlarında biten hemşire yüzünden bunu yapamamış ve Chan'ı hemşire ile yalnız bırakmak için odasına gitmişti ki, karşılaştığı manzara ile keşke Chan'ın yanında dursaydım diye kendi kendine kızmayı da ihmal etmemişti ya da belki de biraz daha durmalıydı onun yanında
"İğrenç bir manzaraydı," diye mırıldanan Minho, gözlerini ovuşturmuş ve tekrardan aklına gelen görüntüler ile birlikte kusuyormuş gibi yapmıştı. Odaya girdiğinde Jisung'un Jeongin ile dalga geçerek kıyafetlerini giydiğini Jeongin'in ise örtüsüne daha sıkı sarıldığını ve kıyafetlerini giymeye çalışan Jisung'un kalçasına vurarak ona engel olduğunu görmüştü ki, bu gerçekten iğrençti.
"Bıraksaydın da o camdan atlasaydım."
Onları o halde gördükten sonra öksürerek tüm dikkatleri üzerine çekmiş, Jisung'un bağrışlarına ve Jeongin'in ise çıplak vücudunu saklamaya çalışmasına şahit olduktan sonra böyle yaşayamayacağını söyleyerek pencereye doğru ilerlemişti. Onlarla dalga geçmişti bir nevi ki, Jisung bunu gerçek sanıp ona engel olmaya çalışırken pantolonunu giymeyi unutmuştu. Minho onunla epey dalga geçmişti bu konuda. Şimdiyse bu yüzden utanıyordu Jisung.
"Umarım, sende biriyle sevişirken odaya girerim." Jeongin sahte bir sinirle konuştu ve omzuna vuran Minho'ya dil çıkardı. "Ya da umarım Jisung girer de bu kez o seninle dalga geçer."
"Deme öyle," diye homurdandı Minho, Jisung'un omzuna vururken. "Başıma gelirse ağzına sıçarım." Jeongin gülerek onunla dalga geçerken Minho'da aynı şekilde ona karşılık veriyordu. Hadi ama Minho'nun bir sevgilisi bile yoktu ki, sevişirken basılsın.
"Susun biraz." Joohyun, arkasına dönüp Jeongin'e ters bir bakış attıktan sonra sahte bir sinirle konuşmuş ve saçını çekerek dikkatini üzerine çekmeye çalışan Lia'ya doğru dönmüştü.
Jeongin önüne dönüp sessizliğe bürünürken Minho,her şeyi yanmamak için yaptığını söyleyerken arkasında duran Changbin, Joohyun tarafından öldürülmek istemediği için onun kafasına vurarak susturmuştu.
"Sorun ne," diye mırıldandı Seungmin hemen yanındaki Jisung'un koluna dokunurken. En son Jeongin'e her şeyi anlatacağını biliyordu ve şimdiyse onun yüzüne bakamıyordu. Jeongin mi bir şey demişti? Bu yüzden mi toplandıklarından beri bu kadar sessizdi?
"Bir sorun yok." Jisung, arkadaşına kısa bir bakış atıp gülümserken hemen önünde duran ve "Bir şeyler olduğu belli," diyerek Jisung'u daha çok zor durumda bırakan Hyunjin'in kafasına vurup önüne dönmesini söyledi. Fakat Hyunjin omuz silkip onunla daha çok dalga geçeceğini belirtti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards/ Stray Kids
Teen FictionMasallarda okuduğunuz ve filmlerde izlediğiniz kötü veya iyi fark etmeyen karakterlerin çocukları, aynı okula gitseydiler ne olurdu?