Jeongin sırtını kapıya yaslarken Jisung korkuyla Felix'e tutunmuş ve ne yapacakları konusunda mırıldanıp durmuştu. Yaşadıklarının bir kabus olduğunu düşünüyordu, birazdan uyanacaktı. Fakat Changbin'in kesilen eli ve acı dolu yakınmaları bunun bir kabus olmayacak kadar gerçek olduğunu gösteriyordu.
Kanayan elini bandajla saran Changbin, ayağa kalkıp pencereye yaklaştı. Okulun içi bu durumdaysa dışarısı ne durumdaydı?
Felix, müdürün odasından çıkıp arkadaşlarını uyarmak için yurda yürürken önünü kesen tanımadığı birisi tarafından kovalanmış ve yurda girip saklanacak bir yer ararken diğerleri ile karşılaşmıştı. Changbin diğerlerini korumaya çalışırken, bu bir aptallıktı daha sonradan karar vermişti buna, eli kesilmişti. En azından kaçabilmişlerdi ondan, o şey her neyse işte.
"Toz oldu," diye mırıldanan Jisung, korkuyla bir Changbin'e bakış bir Jeongin'e. Bunu birkaç kere rüyalarında, kabuslarında görmüştü ve sanırım kabusları gerçek oluyordu.
"Onlar gerçek değil." Jeongin kafasını iki yanına salladı. Hadi ama bir anda toz olup ortadan kaybolan biri gerçek olabilir miydi ki?
"Ama verdikleri zarar gerçek." Changbin bandajlı elini kaldırıp sallarken homurdandığında Felix onun elini tutmuş ve acıyıp acımadığını sormuştu. Onları daha erken uyarmalıydı.
"Bize neler olduğunu anlat Felix," diye mırıldanan Jeongin bir süre ikili de gezdirmiş bakışlarını, ardından koridordan gelen sesle kapıya yapışarak o sesin kime ait olduğunu anlamaya çalışmıştı.
"Bu," diye fısıldadı Jisung kapıya yaklaşırken. Kapı kolunu tutup tam açacağı sırada Jeongin'in onu durdurması ile "Seungmin," diye devam etmişti. Kendisini arıyor olmalıydı. Fakat nasıl olur da bu kadar rahat gezebilirdi etrafta.
"Nereden biliyoruz? Ya o toz olan şeyler şekil değiştirebiliyorsa." Jeongin, Jisung'u ittirip kapıdan uzaklaştırdı. Buradaki kimsenin hayatını tehlikeye atmazdı. İlk kez doğru düzgün bir şeyler düşünüyordu hem ve bunu bozup hayatlarını tehlikeye atmamalıydı.
"Bu Seungmin," diye tekrarlayan Jisung, kapıya yaklaşıp tekrardan kapı kolunu tuttuğunda Jeongin göz devirerek karşılık vermişti.
"O Seungmin olsaydı bu kadar rahat dolaşabilir miydi etrafta?"
"O şey yok oldu Jeongin." Jisung, Jeongin'in kapıya yaslanıyor olmasını umursamadan kapıyı açtı ve "Seungmin," diye bağırarak koridorda kendisini arayan arkadaşını çağırdı.
"İlk kez aptalca davranan kişi ben olmuyorum."
Jisung Jeongin'e ters bir bakış atmakla yetinirken "Seungmin," diye seslendi tekrardan. Onun sesini duyduğunda emindi oysaki.
Felix, Jisung'u kolundan tutup çekti ve kapıyı kapattı. Jeongin'in eski yerini alıp sırtını kapıya yaslarken "Kafayı mı yedin sen," diye bağırmasına edemedi. Yurtta ne kadar yaratık varsa hepsini başlarına toplayacaktı bu aptal. Sonraysa ağlayıp duruyordu ve Felix buna acayip sinir oluyordu.
"O Seungmin olsaydı sesini duyduğu zaman gelmez miydi buraya? Hala bağırıp duruyorsun."
Dudakları büzüldü Jisung'un. Arkadaşının sesini duyduğuna emindi ve ona zarar gelmemesi için aptalca bir davranış sergilemiş olabilirdi fakat emindi ki diğerleri kendi arkadaşlarını kurtarmak için aynı davranışı sergileyecekti.
"Felix," diye mırıldanan Changbin, gergin ortamı dağıtıp tüm dikkati üzerine çekerken yatağa oturdu. "Bize her şeyi ne zaman anlatacaksın? Birimiz öldüğünde mi?"
Felix sevgilisine göz devirerek karşılık verirken onun korktuğu için bu kadar sinirli davrandığını göz önünde bulundurarak sakin kalmayı tercih etti. Onlar gibi telaşa kapılmamalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
House of Cards/ Stray Kids
Teen FictionMasallarda okuduğunuz ve filmlerde izlediğiniz kötü veya iyi fark etmeyen karakterlerin çocukları, aynı okula gitseydiler ne olurdu?