Bölüm 19

2.4K 66 19
                                    

Sınırın dolmasına daha birkaç vote vardı ama bayram sabahınızı güzelleştirmek istedim. Hepinizin bayramını enişten dileklerimle kutluyorum :) İyi okumalar. Vote ve yorum sınırı aynı 40. Diğer bölümde görüşmek dileğiyle.

Terlediğim için temizlenmem gerekiyor, temizlenmem için ter atıyordum. Mert yarı çıplak biçimde bana doğru yaklaşırken gözlerimi karın kaslarından alamıyordum. Bu onu daha da çok eğlendiriyordu. Arada attığı arsız kahkahalar beni daha çok yerin dibine sokarken, olduğum yerde küçücük kalmıştım. Mümkün olsa ışınlanmayı isterdim. Mert'ten uzak herhangi bir yere.

"Önce atletini mi çıkarmak istersin, şortunu mu?" dedi. Alt dudağımı ısırdım ve utancımdan kızardığını hissettiğim yanaklarıma, yine utancımdan buz kesmiş elimi koyarak serinlemeye çalıştım.

"Bu oda da klima yok mu?" dedim. Türkiye'nin en pahalı otellerinden birindeydik pekala klima olmak zorundaydı. Umutla baktım yüzüne ama hala sırıtıyordu.

"Terlisin, klimayı açarsam çarpar o yüzden önce seni temizleyelim sonra klimayı açarız." dediğinde göz devirdim. Bu işten kurtulamayacağım belliydi. Zaten ne zaman Mert benden bir şey istediğinde alamamıştı ki?

"Peki." dedim sadece. Sesimi duymakta ben bile güçlük çekmiştim ama Mert hiç zorlanmış gibi durmuyordu. Cam sehpanın üzerindekileri koltuğun boş kısmına koydu ve yanıma oturdu.

"Sana benden ve bedeninden utanmaman gerektiğini söylemiştim." dedi. Sesi kızar gibi değildi, pamuk kadar yumuşaktı ve bu benim nabzımı daha çok yükseltiyordu.

Elini atletimin eteklerine götürdüğünde istemsizce elimi eline koydum. O her ne kadar benden utanma dese de deli gibi utanıyordum. Bu yaşıma kadar dekolteli bir şey bile giymemiştim. Nasıl olurda aşık olduğum adamdan utanmazdım?

"Yapma." dedim. Ona karşı koyabilmeyi dilerken. Ona öyle aşıktım ki kalbimden akan sevgi seline teslim olmamak için çok büyük bir çaba veriyordum. Alnını alnıma dayarken elinin üzerindeki elimi tuttu.

"Ne yapmamayım." dedi. Sesindeki arzuyu tanımamam mümkün değildi. Daha önce çok kez fark etmişti kulaklarım. Elleri yanaklarıma tutundu, burnunu burnuma sürttü ve alnı alnıma dayandı. Burnundan derin bir nefes çekti ve uzun süre içinde tuttuktan sonra yavaşça verdi. Anın büyüsüyle kendimi kaybetmiştim. Tenininden yayılan o mükemmel kokuyla mest olmuştum. Gözlerimi ne ara kapatmıştım?

"Şu anda yaptığını." Sol elimle göğsünden ittirip onu kendimden uzaklaştırdım. Mert'e daha fazla bağlanmamam için ona karşı koyabilmeyi öğrenmem gerekiyordu. Tüm gücümü toparlayıp gözlerimi açtığımda o çoktan kendine gelmiş görünüyordu.

"Sadece temiz olmana yardım etmek istiyorum." dedi. Bakışlarını da amacını belli eder şekilde arzudan uzak bir şekle sokmuştu. Yutkundum ve başımı salladım. Madem aynı odada yaşamak zorundaydık bazı gerçekleri yok saymaktan vazgeçmem gerekiyordu. Üstelik çevremde bana bakıcılık yapacak başka kimsem yokken de ona hayır diyemezdim.

Atletimi göbeğimi açık bırakacak şekilde sıyırdım. Mert ise yan dönüp sehpaya uzandı. Havluyu içine daldırıp çıkardı ve iyice sıktı. Suyun şapırdayan sesiyle birlikte bir boğaz temizleme sesi çıkarmıştı. Sanırım işini fazlasıyla ciddiye aldığını bana göstermeye çalışıyordu. Gülümsedim.

Bana geri döndüğünde göz teması kurmamıştı. Havluyu önce boynumda daha sonra köprücük kemiklerimin üzerinde gezdirdi. Göğüs kafesimi de sildi. Şimdiden ferahlamış hissediyordum.

Havluyu yeniden suya batırdı ve su sesi eşliğinde sıktı. Benimle yine göz teması kurmadan direk karnıma yöneldi. Karnımı silerken gıdıklandığım için kıkırdadım. Mert'in de bıyık altından güldüğünün farkındaydım. Karnımdan sonra kolumu silmişti. Havluyu tekrar suya daldırıp çıkardığında bacağımı ve ayağımı silmişti ve ayak altımdan da gıdıklandığım için yine sesli şekilde gülmüştüm ve Mert'te bana katılmıştı. Havluyu ve kovayı almak için sehpaya yöneldi.

Dört 1 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin