Bölüm 29

543 21 5
                                    

"Durmalıyız!" dedi ve üzerimden kalktı. Şok olmuş bir vaziyette ona bakıyordum.

"Neden?" diye sordum. Üzerinden indirdiğim tişörtü geri giydi. Yattığım yerden geri kalktım. Başım hala çok dönüyordu.

"Sarhoşsun. Bu şekilde olmasını istemiyorum. Her anını hatırlamalısın." dedi. Ben ona bir kez daha aşık oldum.

"Sarhoş değilim. İyiyim hatta hiç bu kadar iyi olmamıştım." dedim. Yataktan kalktı söylediklerimi duymamış gibi. Elindeki pijamaların üstünü bana giydirdi.

"Burada bu şekilde olmasını istemiyorum daha özel olmalı." dedi. Bacaklarıma uzun bir pijama altı geçirdi. Başım iyice dönüyor midem bulanıyordu. Sadece başımı salladım. Pantolonunu indirdi ve elindeki eşofmanı üzerine geçirdi. Yatağın boş tarafına geçerek bana sarıldı.

"İyi uykular papatyam." dedi ve alnıma bir öpücük kondurdu. Daha fazla başımın dönmesine karşı koyamadım ve uyumaya çalıştım. Kusmak istemiyordum zira. Bu gece de istediğim gibi ilerlememişti hiçbir şey. Fakat önümüzde o kadar uzun geceler vardı ki. O yüzden en doğru anı beklemek istiyordum ben de. Mert sandığımdan çok daha romantik bir adamdı. İç çektim ve bana sardığı kollarının üzerine kollarımı sardım. Sevdiğim adamın kollarında deliksiz bir uyku çekmeye hazırdım.

✴️

Yataktaki kıpırtılardan sonra duyduğum kapı kapanma sesiyle gözlerimi araladım. Arkamı döndüğümde Mert'in yattığı tarafın boş olduğunu gördüm. Nereye gitmişti ki?

Başucuma baktım ama telefonumu bulamadım. Uykum iyice açıldığı için yataktan çıkıp lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra çok yavaş biçimde merdivenlerden indim. Mert markete gitmiş olabilir miydi? Tabi ya biz ekmek almamıştık ki dün! Kahvaltı için kesin Muzaffer amcanın marketine gitmiştir.

Ben de buzdolabına ilerleyip dolaptaki yumurtaları çıkardım ve kırıp çırpmaya başladım. Tam bu esnada duyduğum toprak yoldaki teker sesiyle Mert'in geldiğini anlayıp kapıya yöneldim. Kapı çalmadan kapıyı açtım ve eli hava da kalmış bir kadın gördüm. Siması bir hayli tanıdık bir kadındı bu. Üzerinde çok şık beyaz bir bluz vardı. Telefonumun ekranı gözlerimin önünde belirdiğinde karşımdakinin Suna abla olduğunu hemen anlamıştım. Fakat o bana kocaman açtığı gözleriyle tam olarak hortlak görmüş gibi bakıyordu.

"Sen!" dedi sustu.

Acaba Pelinsu, Suna ablaya ne anlatmış olabilirdi? Kadın resmen şok geçiyordu karşımda.

"Merhaba Derin ben." deyip elimi tokalaşmak için uzattım ama bana hala kocaman açtığı mavi gözleriyle bakmaya devam ediyordu.

"Derin?" diye sordu. Adımı zaten biliyor olması gerekmiyordu? Pelinsu o kısmı atlamış mıydı acaba?

"Evet ben Derin. Sizde Suna abla olmalısınız?" dedim. Hava da kalan elimi indirdim ve tebessüm ettim.

"Suna abla?" diye soruma soruyla karşılık verdi. Yaşımı bilmiyor muydu? Abla dememden mi gocunmuştu? Suna hanım mı deseydim? Beni birçok bilinmezin ortasına atmıştı sorusuyla.

"Ben 18 yaşındayım da o yüzden abla dedim. Ama istemezseniz hanım da diyebilirim." dedim.

"18 mi?" diye sordu bu seferde. Yani aslında yaşımı gösterirdim genelde ama küçük bulmuştu herhalde.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 20 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dört 1 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin