Bölüm 8

5.3K 106 220
                                    

Yeni bölüm sizlerle. Düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim. Bir yıldız paylaşınız benimle :)

Çınar abiyle konuşan Mert'in yanına doğru yola koyuldum. Antrede oturuyorlardı. Mert tekli berjere oturmuş sağ ayağını sol ayağının üzerine atmıştı. Çınar abi ikili gri koltukta oturuyordu. Hafif öne doğru eğilmiş dirseklerini bacaklarına dayamıştı. Elleri ise önde birleşikti.

Harekete geçtikten çok kısa bir süre içerisinde yanlarındaydım. Yanlarında olmama rağmen konuştuklarını duyamıyordum. Sanki ben duymayayım diye ekstra bir çaba sarf ediyorlardı. Saçlarımı kulaklarımın arkasına iliştirdim. Beni de fark etmemişlerdi hala. Biraz daha yaklaştığımda benim hakkımda konuştuklarını hemen anlamıştım.

"Onunla işin ne zaman bitecek? Çocuk eğlemekten bıktım artık." dedi Çınar abi. Duyduklarımla vucüdum kaskatı kesildi.

Böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirdi? Ben ona abi demiştim! Bana yaptıkları bir oyundan mı ibaretti yani? Beni kandırmış mıydı? Seviyor gibi davranmıştı bana! İstemsizce yumruklarımı sıktım. Bunu ona fena ödetecektim!

Sağ gözümden bir damla yaş yol edindi yanağımda. Bir kaç adım geriye gidip uzaklaşmak istedim ama yapamadım. Mıhlanmıştım sanki olduğum yere.

"Onunla işim bitti. Alacağımı aldım yani paramın karşılığını." bu kelimeler Mert'in züppe gülüşüyle son buldu. Sol gözümde biriken yaş görüş alanımı bulanıklaştırıyordu. Gözlerimi kapattığımda iki yandan da aktı yaşlar yanaklarıma. Bu yaşlar yanaklarıma değil içime akıyordu. Fakat içimdeki yangın dinmiyordu.

Mert beni kullanmıştı. Kendimi gerçekten de kirletilip atılmış bir mendil gibi hissediyordum. Bana o kadar şefkatli yaklaşması da oyununun bir parçasıydı demek ki! Peki ama neden benim teslim olmamı istedi? Şimdi bana tecavüz etmemiş mi sayılıyor yani? Tüm bunları planlayacak kadar kötü biri miydi o? Belki de gerçekten bir genelevi vardı!

"Layık olduğu yere götürebilirsin artık onu." dedi tiksinti dolu sesi bana çok yabancıydı. Arsız bir gülüş peyda oldu güzel yüzünde. O güldüğü an iki damla daha yaş aktı yüreğime.

Onu istediğimi ben söylemiştim ama istediğim şey bu muydu gerçekten? Böyle bir adamı mı istemiştim? Asıl amacım neydi? Buradan bir an önce kurtulabilmek için yapmamış mıydım bunu? Bu yüzden baştan çıkarmamış mıydım Mert'i? Gerçi onun buna çoktan rızası vardı. Çünkü bu yüzden beni satın almıştı!

Mert ve Çınar abi birbirlerine bakarak kahkaha atmaya başlamışlardı. Başıma gelenler onların eğlencesi olmuştu. Ben hiç bu kadar ezik hissetmemiştim. Bunlar benim hatalarımın sonucuydu. İki adım daha atarak tepelerine dikildim fakat hala beni görmüyor ve kahkaha atmaya devam ediyorlardı.

"Yeter!" diye bağırmak istedim ama sanki bir el boğazımı sıkıyordu ve bağıramıyordum. Üstelik bağıramadığım gibi nefeste alamıyordum.

Yumruk yaptığım ellerimi açtım ve boğazıma götürdüm. Tamamen nefes alamaz hale gelmiştim. Üstelik kahkalar kulaklarımda çınlıyordu. Gözlerimi kapattım ve ellerimi kulaklarıma bastırdım. Şeref abinin sesini duymam ise tamamen çıldırdığım anlamına geliyordu. " Aç gözlerini küçük bok."

Gözlerimi açtığımda Mert'in yatağında bulmuştum kendimi. Başım çatlıyordu. Nefeslerim düzensizdi. Gördüğüm rüyanın şokunu daha atlatamadan çıplak tenimde hissettiğim şey ile daha da şok oldum. Mert'in çıplak kolu benim karnımdaydı. Doğruldum ve saten pikeyi kaldırdım.

Gördüğüm şey ile gözlerimi yumdum. Bu olamazdı. Bu gerçek olmamalıydı. Ben gerçekten yapmış mıydım bunu? Üstelik Mert'te benden farksız değildi altında sadece boxer vardı. Kıyafetlerimiz yerlere saçılmıştı. Elim ağrıyan başıma gitti. Dün gece olanları hatırlamak zorundaydım. Odaya Mert'in kucağında girmiştim. Her şey kesik kesikti. Kustuğumu hatırlıyordum. En son hatırladığım şey ise Mert'e onu istediğimi söylemiş olmamdı.

Dört 1 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin