Bölüm 24

967 37 5
                                    

Üzgünüm. Ülkemizde büyük bir acıya sebebiyet veren bir deprem oldu. Bu depremde 10 il etkilendi ve binlerce kişi hayatını kaybetti. 10 ilden biri de benim memleketim Hatay'dı. 7 akrabamız vefat etti, ablam ve amcamlar enkazlardan sağ kurtuldu. Fakat akrabalarımız ve dostlarımız o kadar şanslı değillerdi. Günlerce kendime gelemedim. Yok olan memleketimin ne kadar kötü olduğunu her gördüğümde daha çok ağladım, uyuyamadım, yemek yiyemedim. Yaralarımızı nasıl, saracağız bilmiyorum ama anladım ki normale dönmem gerek artık. Çünkü geceleri eşim yatakta döndüğünde oluşan sarsıntıya bile korkarak uyanır haldeyim. Başucumuzda birer tane deprem çantası. Geçen gece köpekler uzun uzun havladı diye "deprem olacak uyan aşağı inelim" eşimi uyandırdım. Gece saat ikiydi ve dörde kadar uyuyamadım. Bu durum artık hiç normal bir hal almıyordu ve düzelmem gerekiyordu. En başta dışarı çıkıp gezmeye çalıştım. Sonra güzel yemekler yemeye çalıştım. Hala çevremdeki insanların etrafında deprem oluyor. Maalesef her depremde aynı hüzünle, pişmanlıkla kaplanıyor içim.

Bu bölüm şubatın ilk haftası paylaşılacaktı. Sadece bazı kısımların gözden geçirilmesi gerekiyordu bölüm hazırdı. Sonra deprem oldu ve ben kayboldum. Yaşadığımız acı hepimizin acısı. Ülkece çok zor durumdan geçiyoruz ama iyi olmak ve yaralarımızı sararak kaldığımız yerden hayata devam etmek durumundayız. Bölümü düzenlemeden yayınlıyorum. Lütfen kusuruma bakmayın. Güzel günlerde görüşmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın.

Aylin teyzenin bana uzattığı mayoya tereddütle bakıyordum. Gözlerimi mayodan çekip göz teması kurduğumda dudaklarını büzerek ve gülerek bir şey bilmediğini göstermeye çalıştı. Gözlerimi devirerek elindeki mayoya uzandım ve aldım. Giyinmem için odayı terk ederken birkaç saatliğine giydiğim rahat şortumu ve atletimi üzerimden çıkardım. Saks mavi sırtında derin dekoltesi olan, göğüs kısmı V şeklinde gelen ve bir hayli dekolteli mayo resmen bikiniyle eşdeğer açıklıktaydı. Hafif çıkmış göbeğimi örttüğü için minnettardım.

Üzerime zar zor geçirdiğim, 36 beden olmasına karşın giyerken fazlasıyla zorlandığım mayo tüm vücudumu korse gibi sarmıştı. Neyse ki hala 36 beden giyebiliyordum. Acilen ayaklanmalı ve spor yapmalıydım. Hayatım boyunca asla bu kadar kilo aldığımı hatırlamıyordum. 13 yaşımdan sonra giydiğim tek beden 36 idi ve 38 e yükselmesini istemiyordum. Küçükken tombul bir kız çocuğu olmakla beraber asla o günlerime geri dönmeyi istemezdim.

"Hazırım!" diye hafifçe bağırdığımda Aylin teyze saniyeler içerisinde odaya girmişti. Gözlerini vücudumda gezdirdiğinde memnun bir ifadesi vardı.

Elinde tuttuğu peştemal tarzı kimonoyu bana uzattı ve elinden alarak hemen üzerime geçirdim. Belindeki kuşağı önümü kapayarak sıktım. Açık renk kimono omuzlarımın hemen yanında bitiyordu ve kumaş bitiminde topçuk şeklinde saçakları başlıyordu. Boyu ise tam kalçamı kapatıyordu ama asla uzun sayılamazdı. Süper miniydi ve eteğininde uç kısımlarında omuzlarında kullanılan topçuk saçaklardan vardı. Kumaşın içinden geçen gold şeritler şıklık katıyordu. Neyse ki tüylerim sarı olduğundan ağda gibi bir şeye ihtiyacım yoktu. Bu benim hayattaki en büyük şansım olabilirdi. Keşke aynı şeyi vücudumun diğer bölgelerinde de yaşamış olsaydım. Şansım bu kadarıyla sınırlıydı.

Mayo giydiğime göre su ile alakalı bir plan yapmış olmalıydı Mert. Hafızamı zorladığımda ona yüzme bilmediğimle ilgili bir şey söylediğimi hatırlamıyordum. En korkunç kısmı tam olarak burasıydı. Umarım bu mayoyu bana jakuzi keyfi yapmam için giydirmişti, zira üzerine basamadığım bir ayakla zaten bilmediğim bir şeyi yapabilmem imkansızdı. Çektiğim ve ne kadardır içimde tuttuğumu bilmediğim nefesimi sertçe geri verdim.

"Tekerlekli sandalyemi getirmeyecek misiniz?" diye sorduğumda Aylin teyzenin bakışları yüzüme yönelmişti. Gözlerindeki tereddütü çok net görebilmiştim.

Dört 1 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin