Bölüm 4

9.9K 151 512
                                    


Mert beni yatağa oturttuğunda gözlerimi karnınında tutuyordum. Gözlerine bakmaktan korkuyordum. O ise sanki bunu anlamış gibi eliyle çenemi tutarak yüzüne bakmamı sağladı. Eğilerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Gözlerini gözlerimden ayırmıyor ve bana meydan okuyordu.

Dudakları aralandığında beni öpeceğini anlamıştım. Yüzünü bana doğru daha da yaklaştırdığında gözlerimi kapattım. Birazdan beni öpecekti ve buna hiç ama hiç hazır hissetmiyordum. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Sanırım ilk kez biri beni öpeceği için oluyordu. Ona karşılık vermeli miydim? Kesinlikle benden bir karşılık alamayacaktı.

Dudaklarını ise dudaklarımda değil alnımda hissetmek beklemediğim bir şeydi.
Dudakları alnımdan ayrıldığında gözlerimi açtım. Kendimi boşluğa düşmüş gibi hissediyordum.

Benden uzaklaşarak elini çenemden çekti ve az önce girdiğimiz kapıdan çıkarak beni oda da yalnız bıraktı. Yine yapayalnız kalmış hissediyordum.

Üzerimde bırakabildiği etki beni korkutuyordu. Az önce beni öpmüştü buna bozulmam veya kızmam gerekiyordu ama ben hiçbir şey yapmamıştım. Üstelik bu benim içimde var olan ama hiç tanımadığım duyguları gün yüzüne çıkarmama neden olmuştu.

Lise hayatım boyunca hiç kimseyle birliktelik yaşamamıştım. Aşkın ne demek olduğunu sorsalar verebileceğim tek cevap annemle babamın arasındaki duygu yoğunluğu olurdu. Yaşadığım hayat, benim aşkı bulmam için hem fazla kısa hemde fazla acı doluydu.

Verdiğim kayıplar kaybettiğim benliğimi aramaktan öteye geçirmedi beni. Sürekli değişen hayat ve duygusal çöküntüleri toparlamaya çalışmak, kayıplarıma rağmen derslerimi yüksek tutmaya çalışmak, abime rağmen evde derse vakit ayırmaya çalışmak yeterince zor ve zaman alıcıydı.

Yatağın üzerinde, üstümde sadece bir havluyla öylece kalakalmıştım. Mert gideli bir kaç dakika olmuştu ve ben artık üzerime bir şeyler giymeliydim. Oturduğum yataktan kalkarak kıyafetlerimi koyduğum koltuğun yanına ilerlerdim ve kıyafetlerimin yanına oturdum. Omuzlarımda duran havluyu göğsümün üzerinde sabitledim.

Bu kıyafetler neden bu kadar şatafatlıydı? Altı üstü bir otel odasında kalıyordum, gece kulübüne gider gibi paletli ve parlak kumaşları neden giyecektim ki?

Kıyafetlerin arasında siyah, kalem ve bedenimi saracağını düşündüğüm bir elbiseyi seçmiştim. Sabah ki sütyen takımımla aynı marka olan kutuyu açtığımda içinden siyah, dantelli bir sütyen takımı çıkmıştı.

Üzerimdeki havludan kurtulmadan önce külodumu sonra ise havluyu bedenimden ayırarak sütyenimi giydim. Elbisenin yanda olan fermuarını indirip üzerime geçirdim. İnce askıları olduğu için sütyenimin iplerini çıkarmıştım. Sabah giydiğim stilettoları ayağıma geçirdim.

Ayakkabıdan çıkan tok sesle beraber yatağın karşısındaki koyu renk aynaya yürüdüm. Şu an asla yaşıma uygun giyinmemiştim. Yapabileceğim bir şey yoktu çünkü elimde olanların en iyisi bunlardı. Saçlarımı at kuyruğu yapıp annemin tokasını, sağ arka tarafa topladığım yere doğru ittirdim. Umarım güzel duruyordu.

Mert'in görünüşümü güzel bulmasını mı istiyordum bana mı öyle geliyordu? Ah hayır tabi ki de. Birde artık Mert Bey değil Mert olmuştu. Bana ne oluyordu böyle? Sürekli temas halinde olmamız gerçekten beni ve duygularımı değiştiriyordu. Kim bilir belki de bu gece son gecemizdi ve benim duygularım zerre umurunda değildi.

Kapının açılma sesiyle Mert'in olduğu yöne doğru döndüm. Üzerinde takım elbise yoktu ama çok spor olduğunu da söyleyemezdim. Lacivert kadife bir ceket,siyah bir gömlek, siyah bir pantolon ve siyah ayakkabılar giymişti. Bir otel dairesinde geceleyecek çift için fazla şık görünüyorduk ikimizde.

Dört 1 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin