Vay beee, demek 10. Bölümü yazıyorum ha. O kadar okunmuyor tamamdır :'). Ama zevk alıyorum mu, alıyorum. Bu da bana yetiyooor! O zaman size iyi okumalar. NYAHAHAHAHA!
Çevirilen şarkı : Selma - If I Had Your Love
Ege Atalanta
"Ha?"
Mikolas ciddi olamazdı herhalde. Sırf kahve yapabiliyorum diye eve sokacak değildi ya. Öyle, değil mi?
"Ege, beni kıçınla mı dinliyorsun? Dedim ya işte. Bende kal bu gece?"
Evet, az kalsın kalpten gidiyordum kökten kal diyecek diye. Allahtan sadece bu gecelikmiş.
"Hee. Kalmak isterdim. Ama hiç yedek kıyafet falan getirmedim ki. Hiç uğraşmasak daha iyi. Herkes kendi evinde daha iyi olur ya. Hem ben öyle daha rahatım. Sana da rahatsızlık vermeyim."
"Peki o zaman, istemiyorsan problem yok."
Suratı biraz düşmüştü ama yapacak bir şey yoktu. Dediğim gibi, hem kıyafetlerim yoktu hem de uğraşamazdım. Kimseyi de zahmete sokamazdım.
Az daha sohbet edip yemekler bittikten sonra evden kalktım artık. Kendi evime gitmem gerekiyordu mâlum felsefe çalışıp tezlerimi yazmam lazımdı.
Mikolas'a veda ettim, ona sımsıkı sarıldım -çok seviyordu napabilirim- daha sonrasında da kulaklığımı taktım ve eve doğru yol aldım.
Yolu çok da uzatmak istememiştim. Direkt kendimi yatağa attım zaten. Sonra tele-ekranı aç, müziklerime gir ve bütün ev müzik çalsın dursun. A bir de minik pisicik Mikolas'ı unutmayalım. O da kucağımıza kıvrınsın ve uykuya dalsın.
Bugün yapmam gereken hiçbir şey yoktu hayret ediyorum ki. Normalde her yaşadığım gün olurdu çünkü. Yok tezlerimi hazırla, yok felsefe yap, yok ev ve kediyle uğraş ya da en olmadı arkadaşlarını eve çağır, yemek yensin içecekler içilsin. Sonra da gitsin uyunsun.
Ama Mikolas Deniz'den sonra gerçekten bir işim yoktu. Bu yokluğu bulmayalı uzun zaman olmuştu. Eskiden de zaman bulamazdık hiçbir şeye. Robotlaşmış gibiydik, oradan oraya koş, tezlerini yaz, bilgi alıcılarına yükle. Onları hallettikten sonra arkadaşlarınla vakit geçir. Evet, vakit geçirmek de bir iş sayılıyor artık. Çünkü yaklaşık 50 sene öncesinde insanlar bu dönemden daha fazla robotlaşıp sosyalliği kaybettiği için sadece yalnız olmuşlar, işlerine ve kendilerine odaklanmışlar, arkadaşlıklarını da unutmuşlar. Ama insanlarda belli bir süre sonra yalnızlıktan psikolojik sorunlar baş gösterince ve de bu durum almış başını gidiyor diye sosyallik artık zorunlu iş gibi bir hale geldi. Hâlâ isteyerek buluşuyor insanlar, ama en azından bu da bir iş olduğu için resmi saatler sayılıyor ve istediğin zaman dışarı çıkıp arkadaşlarınla buluşabiliyorsun. İş ssatlerinde bile. Çünkü artık insanlar oldukça bilinçli ve işlerini bitirmeden çıkmıyorlar. İsteseler çıkarlar ama yapmamayı tercih ediyor çoğu. Maaş da kesilmiyor, aynı şekilde bitcoin çeşitlerine göre yatırılıyor. Kimsede de sorun çıkmıyor böylece.
Sosyallik demişken sadece arkadaşlık ilişkilerini almıyoruz tabii ki. Aşk ilişkileri de oldukça önemli. İnsanlar çok daha iyi oldukları için genellikle ilk aşkı ile tanışıp sonra ayrı eve çıkıyorlar. İsteyen evlenip -genellikle hetero çiftler oluyor, eskiden kalma alışkanlık, ama onların da evlenmeden çıktığı oluyor ayıp sayılmıyor- isterlerse sadece evlenmeden aynı evde yaşayabiliyorlar. Kimse kimseye karışmıyor haliyle. Yaşlı teyzeler bile.
Sevgili demişken, bir anda kendi hayatıma göz gezdirmeye başladım. Hayatımda bir sevgilim olmamıştı. Bu yüzden annem-babam dışında başka kimseyle aynı evde yaşamamıştım. Ama Mikolas -ben her ne kadar yanlış anlamış gibi davransam da öyle değil- beni evinde kalmaya davet etmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/308893833-288-k234915.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21. Hafta
Teen FictionVe giderken arkamdan bir laf duymuştum: "Sanırsam hayatıma yeni bir manyak kattım." Kendisi de bir manyak olan Ege Atalanta'nın 2100 yılında geçen aşklı meşkli, sübliminal mesajlı hikayesi karşınızda...