ŞU AN O KADAR MUTLUYUM Kİ, HAKEM VAKIFA SATMAYA ÇALIŞTI MAÇI KATLETTİ, FENER DE ALTIN SETTE KOPARDI MAÇI SALAK KARI NYAHAHAHAHAHAHAHA!
O yüzden mutlu mutlu yazacağım bu bölümü, o orzb kltka da kapak olsun, salak karı!
Bu arada yorum ve oy atmayı pls unutmayın, VE BÖLÜM ATLAMAYIN ATLAYANLAR VAR LÜTFEN!
Mikolas Deniz
Düşeceğim yerin ta amının ortasına koymak istiyordum. Hani bunun daha kötüsü sanırım gelemezdi. Uçurumdan aşağı düşmem bile daha güzel olurdu şu andan, çünkü şu an cidden ölmek istiyordum.
CİDDEN DÜŞE DÜŞE ESKİ VOLEYBOL TAKIMIMIN OTURDUĞU MASANIN TA ORTASINA MI DÜŞMEK ZORUNDAYDIM?!
"M-Mikolas Deniz Demetriou, sen misin bu?" Kevin, senin görsel hafızanın da amına koyayım, seneler geçti hâlâ nasıl tanıyorsun lan?
"Uuum, o kim? Ben öyle birini tanımıyorum, karıştı-"
"Tamam, cidden o Kevin. Benim tanıdığım Mikolas Deniz Demetriou tanımadığı ya da konuşmak istemediği insanlara böyle yapar. VE BU DA ÖYLE YAPIYOR!" Senin de ta amına koyayım Nickel. Bir insan bu kadar mükemmel tanınmaz şerefsiz. Ama o hep tanırdı. 2 herifte de fil gibi hafıza vardı.
"Mikolas Deniz Demetriou kimdi lan? Öyle biri yoktu takımda aw, götünüzden element uydurmayın." Ah onu da tanıştırayım, bu da bizim alzheimerimiz Venüs. Beni unutabilen tek varlık o galiba, en şaşkın bana o bakıyordu çünkü.
A bir de Ege Atalanta'm vardı bana ve etrafa şaşkınca bakan. Onun da neden öyle baktığı belliydi. Bu ortamın neden böyle gerildiğine bakıyordu zavallım. Ve bana dikilen bakışlara. Ama daha da ilerisini beklemiyordum:
"LAN ÇOCUK SADECE MASAYA DÜŞTÜ, YILBAŞI MASASINA KONMUŞ HİNDİ GİBİ BAKMAYIN LAN ÇOCUĞA!" diyip kolumdan çekmesini mesela.
Ama Kevin de az inatçı değildi maalesef. Bir kolumu tutup çekiştirip götürmeye çalışan Ege Atalanta'ma inat, o da öbür kolumu tutmuş masaya çekiyordu. Noluyoruz lan!
"Heeeey hey, onunla hesaplaşmamız gereke-"
"Anan var anan, sizi tanımıyorum dedi çocuk. Napacaksın amına koyayım çeyizine mi saklayacaksın. BIRAK HERİFİ!" lan Ege Atalanta bu kadar kıskanç ve manyak mıydı la?
Haşin erkek, hem kavgada hem de yatakta. EN SEVDİĞİMMM!
"Sanki seni çok tanıyor. Hiç yanında görmedim daha önce bu çocuğu. Sen hani yabancılarla konuşmaya çekinirdin. Hani sen çekingendin noldu açılmışsın dünyaya?"
"Bence artık daha fazla konuşma sik kafalı, çocuk sana nefretle bakıyor sen hâlâ üstüne gidiyorsun çocuğun. Bırak da gidelim şu ortamdan herkes uslu uslu otursun. 2100 senesindeyiz anasını satayım. Kırk yılda bir olacak kavgaların anlamı yok. Evli evine köylü köyüne hadee!"
"Bak bak baaaak, bizim bu küçük bozuntunun dilinden çıkana bak. Oturmayacam lan sana inat, var mı? Bir bok yapabileceğin de yok zaten. 175 boyunca bacaksızsın."
"Bence o kadar emin olma, onunuzu birden paketlersem bu dediğinle göt olur kalırsın sonra."
Bu Ege Atalanta ne dediğinin farkında mıydı ya? Onu birden ha?"Denemek ister misin? Küçük?" Lan, kavga çıkacaktı ve benim geçmişe dönük bütün sinir stresim oynadığı için bir adım bile atamıyorum. Ve üstüne üstlük ona bir atacaktı salaklar. EGE'M YÜREK Mİ YEDİN?
"Siktim belanızıııı." Hassiktir, piç gülüşü attı bu. Kafe sahibi de bizi dinler gibi resmen arkadan kavga müziği açmıştı.
(Käärijä - Cha Cha Cha bu arada şarkının adı. Şarkının konusu aslında sadece parti ve eğlenmek, ama kaotik havası beni bu ana bu şarkıyı koymaya itti, ilk dinleyin o ara kavga oluyormuş gibi hayal edin, sonra da okumaya devam edin dskjfhısdjfhg.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21. Hafta
Teen FictionVe giderken arkamdan bir laf duymuştum: "Sanırsam hayatıma yeni bir manyak kattım." Kendisi de bir manyak olan Ege Atalanta'nın 2100 yılında geçen aşklı meşkli, sübliminal mesajlı hikayesi karşınızda...