20. Bölüm

7 3 10
                                    

ANEEEEEEEĞM, 1K OLDUK YUPPİİİY! 1k özel bölüm gelmez btw, çünkü 21. Bölümle beraber zaten özel bölüm gelmiş gibi olacak. Acayip güzel denk geldi lan mutluyum NYAHAHAHAHAHAHAHAHAHA!

Bu arada, bayadır Mikolas Deniz'in ağzından yazmıyorum ki farkındayım. Ama bu olayların onun ağzından geçmesi şu an mantıksız gibi geliyor bana. Hem zaten 21. Bölüm baya uzun olacak, ikisinin de ağzından birden yazarız hehe.

O zaman hem 1K için hepinize çok teşekkür ediyor. Hem de bomba bölüm öncesi son bölüm ve son spoilerlar gelsin hehe.

Ege Atalanta

"Lan, insanı delirtmek mi istiyorsunuz? SÖYLESENİZE NOLUYOOO!"

"Ummm, Daphne hani ben ESC fanıyım ya, biliyon?"

"Eeee biliyoruz da, daha ESC'ye çok yok mu oğlum? Ne alakası var?"

"Kızım, bu sene şarkılar erken açıklandı. Sanatçılar belli yani, çoğunun şarkısı da."

"E tamam, ne var bund- LAN!" demesiyle köşeli jetonu düşmüştü şimdi.

"İkizler, siz anlamadınız galiba?"

"Valla, anlatsana, kafa çalışmadı bizde hafif."

"Kızlar bakın şimdi, Mikolas sen de o haftaya direkt otelleri ayarlasana lütfen. Heh, olay şu. Şimdi her sene açıklanan sanatçılar şarkılarının reklamını yapmak ve fanlarla eğlenmek için ESCparty adında konserler ve etkinlikler düzenlerler farklı şehirlerde. Ama tabii her şehre her sanatçı gelemiyor normalde.

Bu otel bu işi biraz genişletip bütün haftayı ESC haftası ilan etmiş. 4 gün eski şarkılardan karaoke yarışmaları düzenlenecekmiş. 3 günü de-ki bunlar Salı, Perşembe ve Cumartesi- sanatçılar gelip şarkılarını söyleyecek. Mikolas Deniz'im de bunu yakaladığı için mutlu ama bir terslik var. Oğlum sen fanı değildin lan bu kadar, senin bu kadar sevinme olayı niye la?"

"Eh, orası da bende kalsın değil mi canım?" diyip piç piç sırıttı. Kesin bir planı vardı yoksa tamam ESC güzel bir şey ama fanı olmayan ESC'yi izlerken bile sıkılabilir. Ne de olsa aynı performansı 2 kere izlemek zorunda kalıyorsun ve insanlar sıkılıyor. O yüzden sadece finalden ibaret biliyorlar ya Eurovision'u. 

Son zamanlarda katılan eyaletler 55'e çıktı ve finalistler de 34'e yükseldi. Ondan dolayı mutluyum ama tabii bu izlemen gereken saati arttırır oldu. Eskilerde 37 ila 43 ülke arasında gidermiş ve 26 ülke finalist olurmuş. O halde bile 4 saat sürüyorsa şimdikini hayal edin. 6 saati buluyor anlayacağınız. Ama bana fıs gelir tırıs gider hehe.

Bu etkinliğin bu otelde yapılacağına ve üstüne üstlük bu kadar basit oda bulabildiğimize inanamıyordum. Tabii şans da yanımızdaymış, yönetim bunu daha 10 dakika önce paylaştığı için kimsenin haberi daha olmamış. O yüzden bütün haftayı kapsayacak iki oda bulmak zor olmamıştı. Kızlar ayrı odada, ben ve Mikolas Deniz de ayrı odada yatacaktık. Kızlar pijama partisi yapacaklarmış, peh!

Benim dikkatimi sanatçıların gelmesi çekerken Mikolas Deniz de kendi ESC listesine bakıyordu. Karaoke dikkatini çekmiş olmalıydı, ve de listede haddinden fazla aşk şarkısı vardı. Ve ne hikmetse çoğu düet parçalardı. 

Mikolas Deniz, aklımdan geçeni yapmayacak dimi lan? Yaparsa düşerim çünkü aha sahnede onun üstüne cup diye...

Kızların da derdi tatile gidip erkek tavlamaktı galiba, eh hakları yani. Zeki erkek bulmanın en güzel yolu aha bu oteldi. Partiye gelip gelmeyecekleri konusunda ise kararsızdım ki zaten bence pek de umurlarında değildir. Benim de işime gelir hehe.

Mikolas Deniz son olarak not karnelerimizi de gösterdikten sonra Daphne'ninki hafif sorun çıkarmış olsa da sonra itirazı ve kabulü sisteme geçirince sorun da ortadan kalkmıştı. 1 haftalık ücretsiz, ve bol etkinlikli otele gidişimiz hazırdı. 21-27 Şubat otele gidecektik hehe.

E haliyle hazırlanmamız da gerekti. 1 hafta otel demek biraz zahmetli bir hazırlık demekti. Hele bir de evde cazgır bir kedi varsa onu kedyhotel'e bırakmak gerekti. Ama krallar dairesine bırakmak zorundaydım.

Krallar gibi yaşasın diye değil, başka kedilere sataşmasın diye... Piç resmen boşa para israfıydı bu mevzuda. Neyse ki parasal sorunum yoktu yoksa daha yavruyken bok çuvalı gibi evin dışını boylardı. Daha 21 günlükken evimin bacasından girmeyi çok iyi biliyorsa sokakta yaşamayı da iyi bilirdi bence. Neyse, bunu sonra anlatırım, biraz garip bir mevzu.

Herkes kahvesini içip keyfini de yerine getirdikten sonra, evlerine dağıldı. Ben de haliyle hazırlık yapmaya başladım. Bir sürü kıyafet ve Eurovision için fan eşyaları alacaktım. Bomboş gitmeyelim bir destekçimiz var herhalde. O da bu sene Çekya hehe.

Hemen alışverişimi yaptım, Mikolas'a kedyhotelde 2 haftalık yer ayarladım -1 hafta da kendime tatil vereyim aq-. Eşyaları otobavuluma yerleştirdim ki 4 gün önceden odamıza yerleşsin. Oda zaten şu andan itibaren ayarlıydı, ondan bu konuda rahattım.

Biz de arabayla gidecektik. Işınlanma işini istemezdik çünkü ne de olsa o taraflara ilk defa gidecektik. Geze geze gitmek istiyorduk ki yeni yerler keşfedelim.

Her şey de hallolduktan sonra geriye sadece 3 günü beklemek kalmıştı. Mükemmel bir hafta, bol Eurovisionlu ve karaokeli eğlenceler bizi bekliyordu.

Ve de Mikolas Deniz'den gelecek belki de bir itiraf -düzgünce gelecek bir itiraf, herif yavşaklıktan düzgün itiraf edemedi ki aq-.





21. HaftaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin