5. Bölüm (2. Part)

62 15 42
                                    

Ege Atalanta

Bütün kurs boyunca bir insan tuvaletini neden tutardı anlamıyorum. Bir salaklık etmiştim ve ben tutmuştum. Tabii yemek arası gelip de benim tuvalete gitmem bir olmuştu. Usain Bolt -zamanların en hızlı koşucusuymuş vay be- bile benden yavaş koşmuştur herhalde. Bir de orada kalma süresi var tabii. Yaklaşık bir 10 dakika durmak zorunda kalmıştım. Diğer yandakiler isyan ediyordu "napıyosun sen, sıçıyon mu yoksa kanalizasyon borularını kendine mi bağladın" diye. Neyse ki sadece 10 dakika sürmüş ve sırama erken dönebilecektim -zafer ilan edilsin, dıtdırıdıııt-.

Sırama zafer kazanmış edasıyla giderken sıramın üstünde bir kutu vardı. Pastane kutusu gibi bir şeydi. Yandan birisi "Açabilirsin, onu sana bıraktılar." diyince bodoslama kutuya daldım. Dayanamadım napayım? Tatlıya olan zaafımı kimse sorgulamasın aaaa.

Çıkan tatlı da ayrı bir güzel ama şimdi üfffff. San Sebastian Cheesecake. Bir bütünü olsa bir bütünü yerdim. Ama üstünde bir şey yazıyordu. "Wanna eat with me?" Güzel bir yazıyla yazılmış kutlamak lazım yazanı. Ama kendi ismini yazmamıştı. Bir dakika? Ulan madem benimle yemek istiyon, ismini yazıp da beni bir yere çağırsana. Konum falan atsaymış bari.

Sonra yanında minik bir kağıtta "Çıkışta manzarana gel." yazıyordu. Aynen anasını satayım, ben de bi bok anlayabilmiştim zaten. mAnZaRaNa gLe. Ne manzarası kim manzara? Hani sürekli gittiğim ve oturduğum bir yer de yok ki manzaram diyebileyim. Aman ne güzel? Yine bilmece falan mı çözecektik.

Üstüne üstlük arkadaşlarıma pastayı kimin bıraktığını sorduğumda hepsi davar gibi bana bakmakla yetiniyordu sadece. Bir de bunlar cidden korkmuş muydu anasını satayım? Hepsinde bir ödleklik vardı. Gelen kişi tehdit mi etmiş napmış?

Tabii sonuç olarak elimizde buzdolabına girmesi gereken bir pasta -ki zaten dolaba koyup, konumu ayarlayıp borudan evimdeki dolaba gitmesini sağladım- bir de manzarana gel diye salak saçma bir not vardı. Ha bir de kalp vardı. Arkadaş yürek yemiş herhalde ki kalp koymuş. Eğer bu Daphne'nin şakalarından falan çıkarsa. O kalbi onun götüne sokabilirim. Ha tabii başka date yapmak isteyen varsa o başka. Datelere her zaman açığım.

Ah bir de bir sarışınımız vardı değil mi? Bana bağlantı nu. sunu verip ardından 1 hafta yok olup topuklayan. Sınıfı bile kıçımın dibindeydi ama 1 haftadır elde var koca bir sıfır. Ne bir arama ne bir görüşme...

Yani demem o ki, Mikolas Deniz asla olamazdı bunu yapan. Ondan daha 1 adım göremedik 10 adım falan koşacak hali yok ya, ya da var ulan eve çıplak girerken ve evde çıplak çıplak gezerken iyidi -ilerideki sevgilisine de şans diliyorum şahsen o şahesere bakamadan duramaz-.

Notu cebime attım ve yemek yemeye çıktım. O esnada da düşünüyordum acaba bu manzara nerede olabilir diye. Evimin manzarası güzeldi ama oraya gidilmez ki. Balkona çıkıp bana selam falan verecek hali yoktur değil mi? Yoktur yoktur.

Nigella ve Larissa ile buluştum yemekte. Beraber güzel bir et restorantına gittik. Konuyu açtım. Onlar da meraklı ya tabii, hemen merak ettiler.

"Kızlar, elimde böyle bir not ve yemek arası sırama bırakılmış bir bütün San Sebastian vardı?"

"Niye getirmedin, yeseydik ya?" diye atladı Larissa.

"Kızım, o pastayı senle yeseydik, teklifi yapan insana büyük ayıp olurdu saçmalama." dememle:

"NE ÇIKMA TEKLİFİ Mİ ALDIN AĞAĞAĞAĞAAA!"

"Aynen kızlar, kapıdan çıkacam onun teklifini aldım. Yahu pisliqler siz kafayı mı üşüttünüz? Ne aşkı ne çıkma teklifi, hem adam mı var çıkacak-"

21. HaftaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin