🃏
Selam!
Bu benim ilk kurgum. 2022 Mayıs tarihinde aniden böyle bir kurgu geliştirdim. Karakterlerin kafamda canlandırdığım, konuşmalarına kadar hayal ettiğim hikayemi sonunda taslaklardan kaldırdım. Beğenilecek mi diye endişe ettiğim kurgumun ilk bölümünü umarım beğenirseniz. Şimdiden söyleyeyim sonra laf çarpıtmayın:) ilk 7 bölüm sonrası aylarca yazmadım. Unuttuğum mantık hataları olabilir. Bunu zamanla, farkettikçe düzeltiyorum. Hepinize iyi okumalar diliyorum.🤍Bu kurgudaki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür.
Kendilerini öyle yürekten sevdikler ki ayrı bile kalmadılar. Bu hikaye, genç bir kadının davasını anlatıyor. Bu davada arkadaşı için mücadele eden Aylin yoluna hiç denk düşmemesi gereken biri ile karşılaşır. Karşısındaki kişi oldukça küstah, kibirli ve güçlü bir adamdır. Yiğit, yeraltının en güçlü ve en tehlikeli adamın kızına aşık olur.
Yolları imkansızın peşinde kesişen alevli çiftimiz bakalım kendileri hangi doruklarda bulacak?~
Yine içim içimi yiyen bir gündü.
Sessizlik hakimdi evde. Yine yağmurlu, karlı her yerin bembeyaz olan evin camın önünde bekliyorum. Neyi beklediğimi henüz bilmiyorum. Ama sanki hayatımı değiştirecek olan o şeyi bekliyorum. Günlerden cumartesi, dün ki davamı kazandıktan sonra kar yağması benim içim bayramdı sanırım. Yola baktığımda halamın geldiğini gördüm. Hemen kapının yanında ki askılıktan montumu aldım. Kapıyı açıp dışarıya çıktım. O sırada halam çoktan bahçenin yarısına kadar gelmişti. Ona ulaştığımda bana tedirgin bir şekilde bakıyordu. Gözlerimi kısıp ona baktım ve "Ne oldu?" dedim."Neden dışarıya çıktın?" Halamı baştan sonra süzdüm. Sanırım sinirli gününe denk geldim.
"Baksana, bu havada dışarıya çıkılmaz mı?" Elim ile havayı gösterdim. Halam bana inanmaz bakışlar attı.
"Aylin içeriye girmen lazım." Dedi ve beni kolumdan tutup kapının başına kadar getirdi.
"Hala bir dur." Dememle durdu. Bana baktı. Hiç bir şey söylemeyince beni içeriye sokup, dışarıya baktı.
Ne olduğunu anlamamıştım. Ama bir şey olacağına emindim. Halama hiç bir şey söylemek istemedim. O ne derse onu yapacağım ne olursa olsun.
"Aç mısın hala?" Halam çoktan kabanını askılığa asmıştı. Bana dönüp 'hayır' anlamında kafasını salladı. Koltuğa oturup bana baktı ve konuşmak için ağzını açtı.
"Sen yemek yedin mi?" Başımı salladım.
"Yedim."
"Peki." dedi ve derin bir nefes alarak tekrar konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ
Action"Kırmızı size çok yakışıyor hanımefendi. Hep böyle güzel misiniz?" Bakışlarımı Yiğit'e çevirdim. "Başkasına ait olan kişiyi bunları söylememelisiniz!" Yiğit'in sert sesi koridorda yankılandı. Arkamı döndüm, olacaklardan habersizce bekleyen adam be...