🃏
Selamlar, uzun zamandır bölüm gelemiyordu. Ama şimdi muhteşem bir bölüm ile karşınızdayım. Dram tarzında bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Sizleri seviyorum.~
Aşırı sinirliydim. Hem yardım ediyor hem de kovuyor. Bari düzgün kovsa. Kendi kendime konuşurken ayağım taşa geldi. Acıyla geriye kaçtım. Neydi benim günahım, ben bu hallerdeyim. Henüz bahçenin başındaydım. Belim de küçük bir ağrı vardı. Umarım kendi evime gidene kadar ağrı büyümezdi. Ve evin Demir kapısına gelmiştim. Demirler korunaklıydı. Buradan hiç kimseden kaçmazdık. Bu adam ne yaşıyordu anlamadım. Bir adam yanıma geldi. ve konuştu.
"İsterseniz, sizi istediğiniz yere bırakabiliriz." Ne münasebet kendim giderim.
"Hayır ben kendim giderim. Çıkmayın bir daha karşıma ." Kendimden emin adımlarla yürüdüm. Demir kapı açıldı. Birde bir el kolundan tutup beni kendine çekti. Neye uğradığımı şaşırdım. Şaşkınlıkla beni kendine çeken kişiye baktım. Galiba kurtulamıyoruz.
"Ya beni bırak!" Dedim. Dinlemedi beni çekiştirmeye devam etti. Daha fazla hızlandı. Ne yaptığını anlamamıştım. Ne oldu da böyle olmuştu.
"Bırak artık beni manyak. Sen nasıl bir ruh hastasısın. İstemiyorum kardeşim artık. Tamam, bana yardım ettin teşekkür ederim. Ama bu yaptığın çok saçma. Ben avukatım yemin ederim kimse seni kurtaramaz o küçük yerden!" Söylene söylene yürüdüm. Ve çoktan kapının önüne gelmiştik. Bana sıkılmış ve bir o kadar da nefretle bakıyordu.
"Bitti mi?" dedi. Sinirlerim kat be kat arttı. Ona cevap verecekken, beni aniden içeriye soktu. kolumdaki çantayı aldı. Koltuğa oturdu. İçini karıştırmaya başlamıştı. Gözlerimle şaşkınlıkla her detayını izliyordum. Ne yaptığını anlayınca konuşmaya başladım.
"Ne yapıyorsun?" Dedim.
"Karıştırma diyorum." Ne yapsam yine karıştıracaktı. Bundan dolayı bıraktım ve onu sessizce izledim. Onun başında durup, ayağımı salladım. Çantamda ne varsa çıkarmıştı. İki dosya, kartlığım, telefonum ve anahtarlarım vardı. Kartlığımı alıp tüm kartları tek tek baktı. Ayrıntılı olarak bakıyordu her şeye. Ellerimi boynumun arka tarafıyla birleştirdim. Ve tavana baktım. Adımı söylemesiyle ona baktım.
"Aylin Sayel." dedi. Ona baktım. O ise bakış açılarından faydalanabilir kartlara bakar. Elindeki kartlar babamın kartlarıydı.
"Neden babanın İdris Sayel olduğunu söylemedin?" Bana baktı. Bir şey söylemememi bekliyordu. Ama tabii ki söylemeyecektim. Ve yine karıştırmaya devam etti. Elleri dosyaları uzandı. Asla öğrenmemeli. Babam beni çok tembihlemişti. Her ne kadar insanın içinde olsada yaşayabilecek kadar dolu bir insandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACIMASIZ
Action"Kırmızı size çok yakışıyor hanımefendi. Hep böyle güzel misiniz?" Bakışlarımı Yiğit'e çevirdim. "Başkasına ait olan kişiyi bunları söylememelisiniz!" Yiğit'in sert sesi koridorda yankılandı. Arkamı döndüm, olacaklardan habersizce bekleyen adam be...