18.Bölüm - ÖLÜMÜN GÖLGESİ

82 4 2
                                    

🃏
Herkese selam.
Nasılsınız? İyi misiniz? Ben çok iyiyim. Şu zamanlar çok yoğundum. Ama bu yoğunluk bitti. Ve artık bölümler tam zamanında gelecek. Bundan bir şüpheniz kalmasın. Bu bölüm aksiyonun dibini yaşayacaksınız. Neyse fazla konuşmadan bölüme geçin derim. Sizleri seviyorum. 🤍

•oylamayı unutmayın, sizi seviyorum.

Not: bu bölümü kesik kesik yazdığım için hiçbir şarkıyı bu bölüme uygun göremedim.
Onun için siz istediğimiz şarkıyı açıp keyifle okuyabilirsiniz. Teşekkürler.

"Benim kaybedecek bir şeyim kalmadı, sen hariç."

18

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


18.BÖLÜM "ÖLÜMÜN GÖLGESİ"

~

Bir kuş kadar canı var. Üflesem sanki kendiliğinden uçacak bu diyardan. Bazen o kadar çok düşünüyorum ki...
Kalbi kırık, düşüncesiz, usanmış ve yeteri kadar kendini gösterememişti. Başı yerdeydi hep, beyaz kanatlı meleğimin. Çiçek ekerken gözlerindeki o ışığı fark ettim. Gülümsüyordu ama ne gülümsemeydi. Ellerim toprak kokuyordu. Suyla karışınca bir hayli beni mutlu ediyordu. Hem gülüşüyorduk hem de işimizi yapıyorduk.

"Çok merak ettim bu çiçeği. Hemen açsın." Dedi Alya. Ben ise başımı salladım. Gördü mü bilmiyorum. Yine ona uzun uzun baktım.

Saatlerimiz böyle hızlı geçiyordu. Telefonumdan saate baktığımda beş olduğunu gördüm. Kızlar hâlâ bahçede eğleniyorlardı. Ben ise mutfakta atıştırmalar hazırlıyorum. Ta ki hava kararıp dışarısı buz kesince. Mutfak camından dışarıya baktığımda hava beyaza bürünmüştü. Gözlerimi dışarıdan çektim ve kapıdan girenlere baktım.

"Hava değişti birden." Bilmiyorum ama içimi kötü bir his kapladı. Simsiyaha büründüm sanki. Olumsuz düşünceler beynimin her tarafına yayıldı.

"Bende yiyecek bir şey hazırlıyordum." Deyip kollarımı iki yana bıraktım. Nefesimi sakince verdim. "Hadi içeriye geçin." Dedim.

Masaya hazırladığım yiyecekleri koydum. İçecek ve bardakları yerleştirdikten sonra sandalyeye oturdum.

"Kurt gibi acıktım." Nilay elini hemen cips tabağına uzattı. Ağzına defalarca attığı cipsleri hızlı hızlı yedi. Ben onun bu haline gülmeden edemedim.

"Yavaş yavaş boğulacaksın." Nilay olumsuz anlamda başını salladı. Onunla ilk tanıştığımda biraz oburdu. Hâlâ fit kalmasına şaşırıyorum.

Alya ise benim gibi yavaş yavaş yiyordu. Gözleri bir yere takılı kalmışcasına düşünüyordu. Şu an onun zihninden ne geçenleri merak ediyordum.

ACIMASIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin