"Seninle ilk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?" Diyerek bir kaç adım attı Nalan
Cevap vermedi Mert hâlâ çok öfkeliydi.
"Neyse bunun bir önemi yok. O gün orada biri ölmek zorundaydı Nilay kendi ve senin aranda bir seçim yapacaktı ve kendini seçti. Sen hepimize ilaç gibi gelmiştin ne o ne de ben ve diğerleri senin ölmene katlanamazdık."Kan çanağına dönmüş gözleriyle Nalan'a baktı "senden de Nilaydan da nefret ediyorum. Hiç bir zaman beni bırakmayacaktı ama bilerek kendini öldürttü beni bu sikik dünyada yanlız bıraktı. Hepiniz biliyordunuz hadi o düşünemedi ama siz. Siz nasıl böyle bir şeye izin verdiniz"
"Ekip lideri Nilaydı onun söylediği sorgulanmaz sadece uygulanırdı. Duygusal olarak düşünmeyi bırak artık. Biz profesyoneliz duygularımız yok bizim üzülüp ağlayacak vaktimiz hiç yok. Nilay bir şey söylerdi biz uygulardık iyi yada kötü taraflarını düşünmeden. O gün yeleği sana verip bizim evde kalmamızı en son kurşun sıkılana kadar durmamızı söyledi. Biz çıktığımızda ise kimseyi sağ bırakmadık zaten"
Mert vurmak için elini kaldırdı. Nalan gözünü bile kırpmadan ona baktı. Tuğkan ise ilerden onlara bakıyordu eli belindeki silahına gitti. Mert'in en ufak bir hamlesinde silahını kullanmaktan çekinmezdi.
Mert elini indirip Nalana sarıldı "hepsi benim hatam onunla birlikte olmak için bu kadar ısrarcı olmasaydım belki ikimizde yaşıyor olacaktık. O gün birtek Nilay ölmedi bende onunla öldüm sadece bedenim bu dünyada"
"Bilemezsin Mert o gün senin için olmasa bile başka bir gün ölebilirdi. İnan bana o hiçbir zaman pişman olmadı. Senden bahsederken gözleri o kadar güzel parlıyordu ki onu tanıdığımdan beri ilk defa bu kadar mutlu olduğunu gördüm. Biz annesiz babasız büyüyen çocuklardık ve o yüzden seçildik. Sen hepimize anne baba arkadaş dost olmuştun. Nilay Mert ile buluşacağım dediğinde en çok biz seviniyorduk aslında. Sanki yerin altında Bir yerdeyiz hiç Güneş girmeyen ışık almayan havasız bir yer ama sen geldikçe o odaya ışık giriyor gibiydi. Ne o nede biz hayatımıza girdiğin için asla ve asla pişman değiliz"
İlayda yere damlayan kanları görünce kendini de yerde buldu. Aslında yaralanmamıştı ama kan görmeye dayanamazdı. İkisi cebelleşirken silah patlamış Furkan'ın kafasını sıyırıp geçmişti. Furkan kafasından süzülen kanları umursamadan İlaydayı alıp içerideki yatağa yatırdı.
Yere düşerken kafasını bir yere çarpmış mı diye baktı ama korkudan bayıldığını fark etti. Çekmeceyi açıp kolonya ve selpak aldı. Selpaka kolonya sürüp burnuna tuttu.
Çok geçmeden İlayda ayıldı Furkan o görmesin diye kafasını sarmıştı ama üstündeki kanları hesap etmemişti. İlayda korkuyla ona baktı.
"Ben iyiyim güzelim bir şeyim yok. Biraz dinlen sonra seni evine bırakayım"
"Doktora gitmen lazım"
"Ölmek için uğraşan birinin doktora gitmesi çok anlamsız değil mi?"
İlayda doğrulup Furkana sarıldı "özür dilerim çok özür dilerim sevgilim"
Furkan sonunda başarmış İlaydayı tekrar geri kazanmıştı.
İlayda geri çekildi "hadi doktora gidiyoruz"
"Gerek yok güzelim mühim bir şey değil"
"Saçmalamayı kes artık doktora gidiyoruz dedim"
"Tamam sen bi sakin ol güzelim. Sadece sıyırdı hepsi bu sardım ve geçti. Seni evine bırakayım giderim saat geç oldu. Lütfen itiraz edip beni üzme"
"Peki, ama bana sürekli mesaj atacaksın an be an ne olduğunu bilmek istiyorum"
"Tamam güzelim tamam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bakire Eskort +18
ChickLitGündüzleri garson geceleri ise sevgilisinin kumar borcunu bitirmeye çalışan bir eskort.