Hayatın gerçekleri ile küçük yaşta tanışmış olmasına rağmen hayattan ümidini hiç kesmemiş bir kadın ile, hayata öfkeli bir adamın hikayesi.
Bu nazlı bir sevdanın hikayesi...
NAZLI & YUSUF
"Benim güzel, Nazlı çiçeğim.."
Sen benim gökyüzüm, iki sözümden birisin Sen benim sırlarım, sana söyleyemediklerimsin Konuştuklarım boş, sustuklarımsın
Sen benim kaçışlarım, kaybolmak istediğimsin Sen benim bakışlarım ve gördüğümden de ötesin Ben bir yalan olsam en büyük gerçeğimsin Misafirliklerim boş, sen benim evimsin
Gözünde bi' yağmur, içinde rüzgârlar var ve esiyor Hep aynı cümle dilimde, tekrara bak düşüyor Nası' bi' fırtına bu? Bizi katıp önüne böyle yıkıp geçiyor Her şeyi ben mahvettim, seni nasıl kahrettim Bulamam artık yolumu, kendimi de kaybettim
Sen benim gökyüzüm, iki sözümden birisin Sen benim sırlarım, sana söyleyemediklerimsin Ben bir yalan olsam en büyük gerçeğimsin Misafirliklerim boş, sen benim evimsin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yüzümün her bir zerresinde nazikçe dokunuşlar hissediyordum. Gülümsedim. Bu dokunuşlar değil miydi zaten beni mest eden,huzur bulduran.
Yanaklarımda olan dokunuşlar bu seferde dudaklarımın çizgilerinde oyalandı. İç çekerek gözlerimi yavaşça araladım. Gördüğüm ilk şey onun güzel yüzüydü. Hayran bakışlarla beni izliyordu.Kirpiklerimi kırpıştırdım. Evet rüya değildi. Rüya kadar güzel bir andı sadece...
Pikniğimiz güzel geçiyordu. Onun hayalini dinledikten sonra aşk dolu anlar zihnime kalbime kazınmıştı. Bir şeyler yedikten sonra da dizlerinin üzerine başımı koyup getirdiğimiz Edip Cansever'e ait şiir kitabından şiirler okumuştum ona. Sonra o, ezbere bildiği şiirlerle devam etmişti. Gözlerimin içine bakarak dillendirmişti mısraları. Bir yandan da nazikçe saçlarımı okşamıştı. Zaten sonrası malum sondu. İyice gevşemiş, bir kedi gibi kıvrılmış, uykuya yenik düşmüştüm.
Elimle ağzımı kapatıp esnedim. Bu halime tatlı bir gülümseme armağan etti. "Uyudum mu ben?"
Parmak uçları dağılan perçemlerimi sevdi. "Hı hı, çok güzel uyudun Nazlı çiçek."
İçim sevgiyle doldu. Kedi gibi mırıldandım. "Çok rahattı."
Kocaman gülümsedi bu sefer. Gamzesi mükemmel bir manzara sundu bana yine. Ah gamzeleri, aşık olmamak elde değildi o gamzelere.Yusuf kesinlikle sadece bana böyle gülümsemeliydi.
Başını eğdi. Alnımı öptü. Yavaş yavaş aşağı indi dudakları. Gözlerim kapandı. Burnumun ucunu öptü. Sonra rotası dudaklarımı buldu. Bir öpücük bıraktı onun için aralanan dudaklarıma. Güzel tatlı bir öpücük...