Hayatın gerçekleri ile küçük yaşta tanışmış olmasına rağmen hayattan ümidini hiç kesmemiş bir kadın ile, hayata öfkeli bir adamın hikayesi.
Bu nazlı bir sevdanın hikayesi...
NAZLI & YUSUF
"Benim güzel, Nazlı çiçeğim.."
Hiç ummazdım oldu Sonbaharda hediye gibi geldin Hoş geldin
Seyirlik değil, ömürlük olsun Dilerim bu defa bu son olsun Seyirlik değil ömürlük olsun Bir yastıkta nasip olsun
Gel, koynuma gel Oyunuma gel Akşam gözlü esmer
Safa geldin son ihtimalim Bir sana kalmış halim Hoş geldin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çok güzel geçen gecenin ardından, en güzel uykularımdan sayılabilecek bir anda sessizliği delip geçen telefonum sesi ile yavaşça gözlerimi araladım. Elimi uzatıp gece lambasını yakarken bir telefonum çalmaya devam ediyordu.
Kimdi gecenin bu vakti beni arayan?
Yatakta oturur pozisyona gelip, aydınlanan oda ile beraber telefonuma uzandım. Telefonun ekranına baktığım. Arayan kayıtlı olmayan bir numaraydı. Saatte gecenin iki buçuğuydu. Çok sık yabancı numaranın beni aramadığını bilerek, ve saatin geç olmasından dolayı tedirgince aramayı yanıtladım. "Alo"
Naif bir kadın sesi doldu kulaklarıma. "Alo,merhaba, Nazlı Özen ile mi görüşüyorum."
Burnunu çekti konuşan kişi. Ağlıyor muydu? Sesi ağlamaklıydı çünkü. "Evet benim. Ama siz kimsiniz?"
Karşıdan ses gelmedi birkaç saniye. Meraklanmaya başlamıştım. Tedirgindim de ayrıca.
"Ben..." gerçekten ağlıyordu. Hıçkırıklarını, iç çekişlerini çok net duyabiliyordum. "Ben Türkan Demeç. Şey özür dilerim bu saatte aradım. Ama saat farkından dolayı karıştırdım galiba. Bekleyemedim bir de. Aramam lazımdı. "
Derin bir nefes aldı yeniden. Ağladığı için sesi ürkek ve kesik geliyordu. İsmini düşündüm. Türkan diye bir tanıdığım yoktu. Aklıma gelmiyordu önceden tanıştıysam da.
"Türkan Hanım, kimsiniz? Yani gecenin bir vakti ağlıyorsunuz ben anlamıyorum. Karmaşık konuşuyorsunuz."
Burnunu çekti Türkan Hanım. Ofladı hatta. Gülümsedim garip bir şekilde. Tatlı bir kız çocuğu ağlayışı canlanmıştı zihnimde.
"Ben özür dilerim. Bir anda aradım. Ben sizin isminizi Caner'den öğrendim bugün. Öyle bir anda tesadüfen öğrendim yani. İlk şoktaydım. Şokum geçince numaranızı buldum. Sonra ancak şu an cesaret ettim aramaya . Ben Yusuf'un Ankara'daki mahallesinde yaşıyordum. O beni tanıyor. Yani sorarsanız söyler size"
Yusuf'u tanıyordu. Caner'i de tanıyordu. Kimdi bu Türkan. Kaşlarım merakla çatıldı. Beni aramasının sebebini anlayamıyordum. Devam etmesini istercesine "Evet" dedim.