KEYİFLE OKUYUN
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.
Medya: Cem Adrian- Bir Kar Tanesi
Sevdim
Sevdikçe acıyan
Acıdıkça dağılan
Dağıldıkça kaybolan benDüştüm
Düştükçe kırılan
Kırıldıkça çoğalan
Kendine saplanan benNiye yağmur hep, niye sonbahar?
Korkutur beni kör karanlıklardan
Daha yalnız, daha kırgın
Daha küskün bir benNiye sessiz hep, niye suskun?
Eskisinden de daha yorgun
Bu sokaklar boyu adım adım
Yokluğun ve benBir kar tanesi gibi karşında
Eriyor yüreğim, üşüyor ellerim
Bırak gideyim, yalnız öleyim
Yalnız yanıp hep yalnız söneyim
Kötü günleri geride bırakmıştık. O yaşadığı kaybetme korkusu artık yoktu. Babam iyiydi. Yavaş yavaş kendini toplamaya başlamıştı. Hayattaydı. Bundan da önemli bir şey yoktu gözümde. Endişelerim artık geri plandaydı. Mutluydum.Ama işte tüm bunlar olurken bir gerçekte kapımı yine tıklatmıştı. Mayıs ayına girmiştik. Takvimlerde mayıs yazıyordu.
2012 mayısının üzerinden on yıl geçmişti. Koskoca on yıl...
Benim en sevmediğim aydı mayıs. Aslında işin aslı yeniden doğuşumun ayıydı mayıs. Ailemin ikinci doğum günüm saydıkları ay... Ama işte bende güzel hisler uyandırmıyordu maalesef.
Her yıl bu ayda aynı duygular zihnimi ele geçiriyordu. Her mayısta aynı his altında kalıyor acı çekiyordum. Bir türlü kurtulamıyordum bu ait olamama hissinden. Geri kalan on bir ay benliğimi kabul bile etsem, mayıs ayında tıkanıyor kalıyordum. Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi, nasıl davranacağımı bilmiyordum. Dışarıya ne yansıtırsam yansıtayım içimdeki o rahatsız edici his kaybolmuyordu
Ama bir şekilde hayat devam ediyordu. Mesela mayıs ayı herkes için aynı duyguları ifade etmiyordu. Bugün günlerden cumaydı. Yarın Yonca'nın doğum günüydü. Bunu ilk duyunca şaşırmış, Allah'ın hikmeti demiştim kendi kendime. Mayıs ayı bana ölümü çağrıştırırken, Yonca'ya doğumu yaşamı çağrıştırıyordu. Tesadüfler herkese farklıydı işte...
Yonca doğum gününe beni de çağırmıştı. Aile arasında kutlayacaklardı. O an bu ayrıntı ile beraber beni de çağırdıklarını duyunca çok mutlu olmuştum. Ailelerinden biri olduğumu hissetmek bana çok iyi gelmişti.
"Nazlı çiçek, alacak mısın onu?"
Boynumda Yusuf'un nefesini hissederken, sol eli karnıma dolanıp sırtımı göğsüne çekti. Başımı hafifçe sağıma çevirdim. Tebessümle bana bakıyordu. Gözleri ile elimde tuttuğum çiçekli elbiseyi işaret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAZLI SEVDA
RomanceHayatın gerçekleri ile küçük yaşta tanışmış olmasına rağmen hayattan ümidini hiç kesmemiş bir kadın ile, hayata öfkeli bir adamın hikayesi. Bu nazlı bir sevdanın hikayesi... NAZLI & YUSUF "Benim güzel, Nazlı çiçeğim.."