Bölüm 4

128 59 113
                                    

Her ne kadar bu hayatı sevmesem de inancım vardı bazı şeylere. Mesela ailemin öldüğüne kesin bir amacım vardı. Onların hala  hayatta olduklarına kapılıp hayal kurmam. Eğer bir insanın sağlam inancı varsa onu kırmaya hiç boşuna uğraşmayın. Kıramazsınız. Bu tıpkı o inancı kıracak anahtarın kör kuyuya atılması gibidir ama siz o inancı kırmak için uğraşmaya değil, anahtar olmaya uğraşırsanız o zaman kırabilirsiniz.

                           🦂🐍

   Koşarak abimin yanına gittim. Yade ve diğerleri de peşi sıra arkamdan geldi.

  "Abi hoş geldin."

   Abim sıkıntıyla nefes verdi. Gözlerimin içine baktı. Artık sert bakmıyordu. Daha çok ne olduğunu bilmediğim duyguların bir kördüğüm olmuş haliyle bakıyordu. Sanki ne hissetmesi, ne söylemesi gerektiğini bilmeyen, kaybolmuş 5 yaşındaki bir çocuğu andırıyordu.

  "İklim al." dedi zarfı uzatırken.

  "Bu ne abi?" diye sordum zarfı ellerinden alırken.

  "İki hafta önce geldi. İçindekileri oku."

   Zarfı hızlıca açtım ve yazılanları okumaya başladım.

  "İhtimal vermedim ama..."

   Zarfta birkaç cümlelik bir kağıt vardı ve inanın okuduğumda ne demek gerektiğini bilmiyordum ama içimdeki kızgınlık her şeyden önce nüksetti.

  "Saçmalık! Oyun bu."

   Yade yakınımdaydı ve yazılanları o da okumuştu.

  "İklim'e katılıyorum. Böyle bir şey olsa hepimize bunu söylemesi gerekir." dedi Yade.

  "Bunu öğrenmek için Çeşme'ye gittim bu yüzden."

  "Abi yapma gözünü seveyim! Tanımadığımız bir adamın sözüne mi güveneceğiz."

   Kâğıtta bir adres vardı ve ailemizin gizemli ölümlerinden kimlerin sorumlu olduğunu bildiğini yazıyordu. Bunu konuşmak için Çeşme'de  bir adres vermesi ise ayrı bir saçmalıktı. Kâğıdı kızlara uzattım. Onlar ne derdi acaba?

  "İklim düşünsene ya bu adam bir şey biliyorsa? Ya bu işin içinden biriyse? Emre Bey'in yıllardır aradığı katilleri hemen bulabilirsek."

  "Emre Bey'i sevmiyor olabilirim bu hayat tarzına bizi mecbur ettiği için ama o, bizi büyüttü. Başkasının sözüne nasıl inanabilirim hemen. Ayrıca ismi cismi yok mu bunu gönderenin. Ya bir tuzaksa bu?"

  "Verilen adreste kimse yoktu İklim." dedi abim.

  "Nasıl?" diye sordu İdil.

  "Yoktu işte! Ev boştu. Civardaki kimse de bu adamı tanımıyor. Sadece evin yakınındaki bakkalcı bir adam tanıyor ama son iki haftadır hiç görünmediğini söyledi."

  "Ne yani? Bunu gönderdiği gibi esrarengiz bir şekilde kayboldu mu? Ah yapma abi! İşte seni tuzağına çekmek için kaçırıldığının imajını veriyor." dedim.

  "Diğer türlüsü de olabilir ama. İklim düşünsene bunca zamandır ailemizi katleden insanları arıyoruz. Eğer ailenin katililleri ortaya çıkarsa bizim ailelerimizi de kimin öldürdüğünü tespit ederiz." dedi Roza.

  "Ne yani? Siz inanıyor musunuz?" diye sordum şaşkınlıkla.

  "Hayır ama bu adamı bulursak incelemekte fayda var."

   Biraz düşündüm. Evet, bu bana saçma geliyordu ama ailemin katillerini bir an önce artık bulmak istiyordum. Onca yıl sadece bir hiç gibi yerimde saydığımı hissettim bir an.  Emre Bey bunca zaman katillerin peşinde olduğunu söylemiş, hatta birkaç suçluyu öldürdüğünü söylemişti ama suçluların sayıları çoktu. Yine de Emre Bey'e inandığım nadir konulardan birisiydi.

İNTİKAM GÜLÜMSEMESİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin