Bölüm 18

28 26 13
                                    

   Her şey anını bekler...*

   Bu köhne, sesi sedası olmayan ara sokağın sessizliği kulaklarımda çınlarken doğru yere mi geldiğimizden emin olmak istedim.

  "Doğru yerde miyiz?"

  "Evet, konum bu sokağın içindeki bir evi işaret ediyor." dedi Yekta.

   Ona baktım ama o, bana bakmıyordu. Telefonundaki konuma bakıp önüne bakarak evi bulmaya çalışıyordu. Hiç bakmıyordu.

   Asena Keskin

   Bu isim kulaklarımda dönerken düşündüm. Attığı konum iki binanın arasında kalan bir yerdi. Bizi buraya çağırmasının nedeni kimseye görünmemek için diye düşünüyorum.

   Ve işte oradaydı. En diplerde duvara yaslanmış bir kadın, mavi bir bluz altına beyaz pantolon giymiş. Üstüne de turuncu bir ceket giymiş. Saçları at kuyruğu, güzel bir makyaj vardı. Güzel ve bakımlı görünüyordu ama genç sayılmazdı. Saçları koyu sarıydı. Bize bakıyordu. Yüzünü zafer edasında bir gülümseme aldı. Bu bana nedense soğuk bir gülümseme gelmemişti.

  "Sizler..." Kadın bize inanamıyormuş gibi bakarken cümlesine tamamlayamamıştı.

  "Kim olduğunuzu öğrenmek istiyoruz. Kimsiniz?" dedi Yekta.

  "Evet," dedik hep bir ağızdan. Demir hariç. O sadece dinliyordu ama onunda öğrenmek istediğini biliyordum.

  "Siz bence beni araştırmışsınızdır. Ne de olsa buraya tedbirsiz geldiğinizi düşünmüyorum."

  "Siz bize kendinizi tanıtmadıkça ve hiç bir şey anlatmayacaksanız burada durmamızın bir anlamı yok." dedi Arel.

  "Bildiğim her şeyi anlatacağım ama ilk önce aranızda İklim, Yağız ve Yekta kim öğrenmek istiyorum."

  "İsimlerimizi biliyorsunuz." dedim.

  "Fazlasını biliyorum." dedi kadın ve gülümsedi.

   Yazar'dan:

  "Emre Bey davete davet etmemiz çok tehlikeliydi. Ya kabul etseydiler?"

  "Etmeyeceklerini çok iyi biliyorum Bartu. Onları sandıklarından bile iyi tanıyorum ama kabul etseler bir şey olmaz. Kızın zaten bir şey bilmiyor."

  "Ama benden nefret ediyor." dedi Bartu Yükseliş

  "İnan bana nefret etmesi bilmesinden daha iyi. O çocukla evlenemezdi, biliyorsun. O çocuğun ölmesi gerekiyordu."

  "Peki, şimdi ne yapacağız?"

   Emre Kurtuluş durdu, sigarasından bir duman çekti. Bartu'ya baktı. 30 yıllık yoldaşıydı. ve bir an sırtından bıçaklamayan tek kişiydi.

  "Onları neden davet ettim biliyor musun Bartu?"

  "Neden efendim?"

  "Onlara değer verdiğime inandırmak. Onlarla acıklı, onlara değer verdiğim bir konuşma yaptım. Onlar bir katil olsa bile hâlâ vicdanları yaşıyor."

  "Anladım Emre Bey. Peki, işe yaradı mi?"

   Emre Kurtuluş efkarlı gözlerle "Yaradığını düşünüyorum ama artık yine de onlara güvenemem. Onları takip ettireceğim ama kime güvenebilirim? Bana iki adam bul Bartu bu yüzden. " dedi.

  "Peki, efendim." dedi Bartu Yükseliş

   Emre Kurtuluş Bartu'nun söylediklerini  duyamayacak kadar dalgındı.

İNTİKAM GÜLÜMSEMESİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin