İNTİKAM GÜLÜMSEMESİ +18

Bölüm 38

   Cesaret'in anlatımıyla...

   Roza'm, hayatımın aşkı rahmetli Kansu'nun evine bomba tuzağını hazırlarken iki de bir saate bakıyordum. Evde şu an kimse yoktu. Olmaması daha iyiydi; çünkü evin içinden diş kanatları izleyecek biri yoktu. Ayrıca yeni çalışmaya başlayan güvenlik bize engel  olmasın diye Arel öldürdü. Yani birilerinin bizi fark etmesi çok olasılıklıydı.

   Sinem Hanım öğlen ikide dişçi randevusu vardı. Saat üç olmuştu ve dönmesi an meselesiydi.

  "Bombayı hazırladım. Yerlerimize hemen geçelim de kimse görmesin bizi."

   Roza hızla üstündeki toprakları silkelerken elini tuttum. Arel de Roza'nın söyledikleriyle hareketlenmişti. Hepimiz evin giriş kapısına gittik. Roza yanına aldığı tel tokaları saçından çıkarırken onu izledim. Öyle bir çekici görünüyordu ki! Görev başındayken dağılan pembe, havalı saçlarını o kadar çok seviyordum ki. İnsanlara itici ve soğuk gelen eşim, bana öyle tatlı ve masum geliyordu ki. Dikkatim, çok kısa bir süreliğine Roza sayesinde kaybolsa da çok sevgili ikizim Arel'in elimden çekiştirmesiyle tekrar ciddiyete bindim. 

   Burada üç işimiz vardı:

1)Birincisi Sinem Hanım ve eşini öldürmek. Çünkü Sinem Hanım bizi hem oyalamış hem de yalan bilgi vermişti. Zaten kocası da bizden pek haz etmiyordu. İkisinden de kurtulmamız zaruri olmuştu.

2)Sinem Hanım'ın bilinen bir sabun fabrikası var lakin zenginliğini esrar satarak kazanıyordu. Odasından bilgi toplamamız lazımdı.

3)Son görevimiz ise buradan patlamadan kaçabilmek, arkamızdaki izleri silmek olacaktı.

  "Ben yukarıdaki odalara bakarım. Siz aşağı bakın, gelen olursa beni arayın."

   Bunu söylememle birlikte ikisi de kafasını sallayıp zemin kat odalarına yöneldiler. Merdivenleri ikişer ikişer çıktım, ilk gördüğüm sağ odaya daldım fakat oda boştu, eşya yoktu. Sol kanattaki en yakın odaya daldığımda ise burası bir yatak odasıydı. Oldukça sadeydi. Sade bir çarşaflı yatak, iki komodin ve bir dolap vardı. Komodinlerin içi boş, üstünde ise birkaç magazin dergisi duruyordu. Dolap içine baktım lakin bir giysi, kıyafet bile yoktu. İşte o zaman buranın misafirler için ayrılan bir oda olduğunu fark ettim. Burada daha fazla durmayarak çıktım, üst koridorda fazla oda vardı. Sonraki oda da bir önceki odaya benzerdi. Odaları tek tek gezdim. Müzik odası, kiler vardı. Girdiğim 5. odadan ümidim yoktu, olmamasına rağmen girdim ve buranın Sinem Hanım ve eşinin yatak odası olduğunu fark ettim. Tam tarama yapacağım vakit Roza'nın telefonumu çaldırmasıyla durdum. Roza telefonu çaldırıp kapatmış, hemen arkasından mesaj atmıştı.

  "İçeri biri girdi, duvar arkasından gördüm. Sinem Hanım içerde ve Arel'in bulunduğu tarafa doğru gidiyor. Arel'e mesaj attım ama görmedi!!!"

  "Bir şeyler at fırlat ilgisini çek, oraya geliyorum hemen."

   Mesajı attığım gibi ses çıkarmadan hızlı adımlarla merdivenlere doğru yürüdüm. Tam inecekken Sinem Hanım'ı aşağıda, tam önümde sağa doğru giderken; görmemle birlikte birkaç adım duvar dibine geriledim. İşte o sırada bir cam kırığı sesi duydum.   Sinem Hanım duraksadı. Göz ucuyla anbean takip ediyordum. Birkaç saniye öyle kalakaldıktan sonra arkasını döndü.

  "Kim var orada?"

   Tabii biz de "Ben varım bacım, bir sorun mu var?" diyecektik sana sanki. İçimden kadının bu anlamsız sorusuna kızgınlık, şaka ile karışık cevap verirken sola doğru döndü. Yavaş adımlarla ilerledi, büyük ihtimal bu tarafta Roza olmalıydı.