Bölüm 29

23 17 0
                                    

   Kapkaranlık bu gecede sessiz sessiz ava doğru yaklaşıyorduk. Evin bahçesine girişinde bir güvenlik kulübesi vardı. Alaycı bir gülümseme ile adamı süzdüm. Bebek oyuncağıydı. 30, 35 yaşlarında olduğunu belli eden yeni sakalları  ve genç görünüşlü olan adam etrafa bakıyordu. Evi koruyordu. Ceketinin altındaki pantolonun cebinde kısa namlulu silah taşıyordu. Gözlerini arada sırada kısılıyordu. Güvenlik kameraları duvarların her köşesindeydi.

  "Bu güvenliği ben hallederim. Adamı hallettikten sonra Roza arka duvardan tırman ve beni bekle. Arkandan geleceğim."

   Bu dememle beraber herkes başı ile onayladı. 2kız Sinem Dağlar'ın duvarla çevrelenmiş, bahçeli evinin biraz ötesindeydik. Buraya onu öldürmeye gelmemiştik ama Emre Bey'in şüphesini  çekmemek için eve girene kadar her şeyi oyunun kurallarına göre yapmamız gerekiyordu. Karşıdaki ormandan gizlice birisi tarafından izleniyorduk ama izlediğinizi bildiğimizi kimse bilmiyordu. Adam kulübeye emin adımlarla içeri geçti. 10 dakika buradaydık. Adam 5 dakika da bir dışarı çıkıyordu.

   Adam içeri geçmeye karar verince arkaya doğru yürüdü. Ben sağ arkaya doğru ilerledim, Roza soldan duvarlara doğru koştu. Sırtlarını duvara dayadı. Onlara baktım. Roza göz kırptı. Kulübenin girişi arkadaydı. Önce sürgülü iki pencere vardı. Kapıya doğru yaklaştım. İçeriye 1 saniye baktım. Adamın arkası bana dönüktü. Koltuğunda sağlanmıyor, elindeki anahtarlığı çeviriyordu. Bıçakla boğazını kesmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim. Parmak iziyle eve fazla kan ile uğraşamazdım. Elim, cebimdeki soğuk silaha kaydı. Beyninden vuracaktım. Bir kere daha baktım ve yavaşça kapının önüne yürüdüm. Silahımı öne uzatarak çektim. Adamın bana dönmesini bekliyordum. Adam sesi duyduğu gibi sandalyesiyle bana dönerken tam alnının ortasından iki kurşun ile  vurdum. Adam sandalyeye yayılmış, başı düşmüştü arkaya doğru. Bir de tam ağzının ortasından vurdum. Ağzından kanlar fışkırırken yüzüm kan içinde kalmıştı. Elerimle gözlerimin içine kadar giren kanı silmeye çalıştım. İşte bu kadar kolaydı. Silahımı cebime koyup acilen uzaklaşmam lâzımdı. Silah sesi duymayan kalmamış olmamalıydı ama aklıma gelen cazip bir fikirle durdum. Adamın gömleğinin düğmelerini açtım. Bu güzel fiziği maalesef bozulacaktı. Emre Bey'e güzel bir sürpriz olacaktı. Çorabım ve ayakkabının arasında kalan bıçağı çıkartarak adamın kaslı vücuduna Emre Bey'in baş harflerini kazıdım. Her bir harf için kan o kadar gür akıyordu ki bu kan benim başımı döndürmüştü. Bıçağı iç kemiklerine kadar dayadım. Tam o sıra duyduğum bir gürültü ile bıçağı yerine koydum. Bu o kadar rahatlatıcıydı ki ama daha fazla kalamazdım. Kazıma işlemi bitmişti.

   Koşarcasına kulübeden çıktım kulübenin ön duvarına çıktım ve yandan demirli bahçe kapısına baktım. Birileri koşarak geliyordu. Bir kadındı bu ama kim olduğu belli olmuyordu. Çığlık çığlığa buraya geliyor ve Ertan diye bağırıyordu. Sinem Dağlar'mıydı yoksa? Bu bizim için bir dezavantajdı. İçimden kendime küfürler savururken gözlerim diğer kızları aradı. Yoklardı. Onlara bir mesaj çektim. Kadın Sinem Dağlar değildi. Önlük vardı üzerinde. Derin bir nefes aldım. Sadece bir hizmetliydi. Kadın kulübeye doğru gelirken kulübeye doğru girdim ve kapının yanında biraz içeri girdim ve saklandım. Basit bir hizmetçi parçası işimizi bozup herkesi ayağa kaldırmasını istemiyordum. Mesaj sesini duymamla kadının kulübeye girmesi bir oldu. Kadın tam ağzını açmışken yandan kadına doğru atlayarak ağzını kapattım. Kadın çığlık çığlığa deli gibi kurtulmaya, bağırmaya çalışıyor. Elimden kaçmak için tekme savurmaya çalışıyordu. Dizimi kadının tam bel hizasında kırıp bıçağımı elime geçirdim. Kadın acı içinde inlerken yere büküldü.

   Kanlı bıçağı kadının boğazına dayadım ve "Eğer tek kelime edersen işini bitiririm." dedim.

   Kadın acı içinde inlerken gözleri ölen adamla irileşmiş, gözleri yuvadan çıkacakmış gibi olmuştu.

İNTİKAM GÜLÜMSEMESİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin