Bölüm 32

19 15 4
                                    

   Hava bir nebze daha iyi gibiydi. Terletmiyordu. Önümde kalan kısacık saçlarımı tel tokalarla tutturmuştum lakin rahatsızdım. Tel toka sevmiyordum. Elbiseme göz geçirdim. Fuşya renginde, tek kol, drapeli, altında yırtmacı olan; hoş , zarif bir abiye giymiştim. Saçıma ise dalga yaptırmış ve açık bırakmıştım. Makyajımı bitirmeme yakın Yade'nin o kendine has, güzel sesini duydum.

  "İklim hazırlandın mı? Hadi!"

  "Geliyorum ya, bekleyin."

   Gözlerimi kapattım. Düğün için hazırdım artık galiba. Bu gece hiçbir şeyi düşünmeyip sadece eğlenmek istiyordum. Kızlarla en son kuaförde görüşmüştük. Sonra ayrılmıştık. Ben eve geçmiştim hazırlanmak için. Yade abimin yanındaydı. Yeni dönmüştü eve. İdil Arel'in yanındaydı. O, zaten onunla beraber gidecekti düğüne. Roza zaten bizimle değildi. Gelin oluyordu. Onu artık nikahta görecektim. Aşağı indiğimde Yade'ye baktım.

   O kadar güzeldi ki...

   Güzel bir makyaj yapmış, saçlarını ise topuz yapmıştı. Kahkülleri yüzünü önünde hoşça sallanıyordu. Zümrüt yeşili, balık model bir elbise giymişti. Belinde ise taşlar vardı. Bir kolu benim gibi kapalıyken diğeri açıktı ama yırtmaç yoktu eteğinde. Simli gibi duruyordu. Gözleri parlatıyordu.

  "Çok güzel olmuşsun."

   Yade gülümsedi "Seni geçemem lakin var bizim de bir güzelliğimiz." deyince kahkaha attım.

  "Abartma Yade. Teşekkürler." dedim.

  "Gidelim mi? Bizi bekliyorlardır."

  "Roza sana mekanın konumunu attı mı?" diye sordum kapıya doğru yürürken.

  "Evet, attı." Yade evimizin kapısını kilitledi.

   Son bir kez daha dönüp bu eve baktım. Ne çok anısı vardı bu evin. 15 yaşımdan beri bu evdeydim kızlarla. Hepimiz bu yaş civarlarındayken Emre Bey bize bu evi vermişti. Yetişkin olduğumuza karar vermiş ve bizi kendi evinden ayırmıştı. Ne partiler ne kutlamalar olmuştu. Her başarılı görevimizin ardından bir şeyler yapardık. Şimdi ise hepimiz paramparça olmuş vaziyetteydik. Hepimiz yeni şeyler öğrenmiş, yeni yükler binmişti omuzlarımıza.

   Cesaret ve Arel babalarını bulmuştu. Yade onu düşünen bir akrabası olduğunu, hatta Asena ile bir akrabalık bağı olduğunu öğrenmişti. Ben ve abim annemizin işkence çekerek öldüğünü öğrenmiştik. Yekta'nın bir kardeşi vardı. Bir tek Demir, Belen İdil ve Roza ailesi hakkında pek yeni bir bilgi öğrenememişti. Bildikleri vardı ve onlara bu yetiyordu.

   ...

   Yade ile düğün salonunun olduğu yere geldik. Yade düğün davetlileri için özel ve bedava ayrılan otoparka arabayı park etti. Otoparkın zemini kumluydu. Kumların ayaklarımızın altında gıcır gıcır sesini duyarak ilerledik. Diğerleri bizi nerede bekliyor diye bakınırken fark ettim. Düğün salonunun kocaman girişininin yanındaydı herkes ve... Yekta'yı gördüm. Bir an hareket kabiliyetimi bir unuttum. Yade'nin türtüklemesiyle tekrar adım atabildim.

   O kadar güzel giyinmiş...

   Beyaz gömlek üzerine siyah takım elbisesi ve kravatı, siyah ayakkabıları ile çok şık duruyordu. Göğsümde oluşan acı sizi ile boğazım düğümlendi. Ne oluyordu bana? Hissettiğim şeylerin tarifi yoktu ya da tarif edecek kelimeler ben de yoktu. Bu düğünün ve nikahın güzel geçmesini istiyordum ama sanki her an birini boğacakmış gibi gergin hissediyordum. Bu his onu görünce oluşmuştu. Etrafa baktım. Gelen misafir çoktu. Köşede birkaç kız ise meraklı gözlerle bizim bulunduğumuz yere bakıp fısıldaşıyordu. Sanki daha çok bizim erkeklere bakar gibi bir hâlleri vardı. İçimde hissettiğim bir acı  kaburgalarıma baskı yapıyordu.

İNTİKAM GÜLÜMSEMESİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin