Bölüm 8

36 31 1
                                    

   Acı dediğimiz şey nedir? Fiziksel bir şey midir? Yoksa ruhsal mı? Yoksa her ikisini de kaplaması mı? Bu bir annenin mektuptaki gözyaşları mı? Hasreti mi? Yoksa sevdiğiniz birisinin acısı mı? Düğünüzde büyüyen kara delik gibi emici bir şey mi? Yoksa birine duyulan sevgi de acı olabilir mi? Yoksa hepsi mi? Böylesine geniş bir manalı kelimeyi bir tanıma sığdırabilir miyiz?

                                🦂🐍

   Bu eski odada kimin yaşadığını merak ederken birden duyduğum bağrışma ile gözlerimi kapıya diktim.

  "Arkadaşlar buraya gelin çabuk!" Bu Yade'nin sesine benziyordu.

   Bir an bile düşünmeden odamdan çıktım ve sesin geldiği yönü tayin ederken abim fişek gibi merdivenleri çıkmaya başladı. En soldaki odaya gittim, kimse yoktu. Diğer odaya doğru abimle koşturdum ve Yade'yi yerde bulduk. Daha doğrusu siyah giyinimli bir adamı yakalamış ve bıçağın ucunu adamın şah damarına tutuyordu. O sırada diğerleri de hızla bizi buldu.

  "Yade kim bu?"

  "Ellerini bağlayın şu itin." dedi Yade.

   Abim belinden çıkardığı iple ellerini bağlarken adam kıpırdayamıyor, kızgın bir şekilde nefes alırken öfkeli gözlerle bize bakıyordu sadece.

  "Odaya girdiğimde saklandığı yerden çıkan bu it beni öldürecekti kendi aklınca."

   Yade adamı duvara yapıştırdı. Adam birkaç kez ellerini kurtarmaya çalışsa da başarısız oldu.

  "Sen iyi misin Yade?" Bunu soran Belen'di.

  "Kolumda küçük bir çizik var sadece. O da onu görsem olmayacaktı." dedi.

  "Kimsin sen?" dedi Yekta.

  "Söylemem." dedi adam.

   Abim onun koluna bakarken yüzü biraz kasılmıştı. "Ben biraz tentürdiyot getireyim. " dedi abim.

  "Kimin adamısın?" diye sordu Belen.

  "Size bunu söyleyeceğimi mi sanıyorsunuz?" Adam iğrenç bir sırıtışla güldü.

   Yekta cebindeki bıçağı çıkardı. "O zaman biz seni konuşturmasını biliriz." dedi ve bıçağı adamın boğazına koydu.

   Adam sırıtmaya devam edince Belen adamın bacağına iki tane kurşun indirince adam kısık acı dolu bir inleme ile oda yankılandı.

  "Konuş lan!" dedi Belen.

  "Kız güzelmiş, siz olmasaydınız belki işi pişirebilirdim."

  "Ah koca pislik senden güçlüyken bu mümkün değil." dedi Yade dedi ve alaycı bir gülümseme ile kurşunlu bacağına topuklu ayakkabı ile bastı. Adam dişlerini acıyla sıktı.

  "O zaman neden arkadaşlarını çağırdın?" dedi pis bir sırıtışla.

   Tam o vakit iki silah sesi ile acı dolu çığlık duymamız bir oldu. Hepimiz dış kapıya döndük. Abim adama iki el silah etmişti.  Hepimiz adama dönünce adam yere düşmüştü. Abim adamın iki gözünü de vurmuştu. Öldürmemiş ama kör etmişti.

  "Biri sözlerin için, diğeri de bakan gözün için. Hayır, hangi cesaretle karşımızda durabiliyorsun ki?" dedi abim öfke ile.

   Adam çığlıklarla gözlerini tutuyordu. Gözleri içine kaçmıştı. Çığlıkları tüm evi doldururken mektubu yazan kadın geldi aklıma.

İNTİKAM GÜLÜMSEMESİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin