MFÖ - Güllerin İçinden
Sınır 600 oy 300 yorumEvin içinden çıt dahi çıkmazken gözlerimi araladım. Sabah ezanı okunuyordu ve Cihan dediği gibi hiç ses yapmamıştı. Yorganı üzerimden attım. Eşofmanın sıyrıldığı bacaklarım üşümüştü. Odam bir hayli serindi. Kombiyi açmanın zamanı gelmişti. Hakkari zaten çok sıcak bir memleket değildi. Karın yağması da çok geçi bulmazdı muhtemelen. Ilıman bir şehirden gelince karasal iklim bir hayli şaşırtıyordu.
Çıplak ayaklarımı yere basarak yataktan doğruldum. Önce kalktığım yatağı düzelttim. Odamın içi yeni yeni aydınlanıyordu. Alacakaranlıkta yönümü bularak dolabıma ulaştım. İçinden kalın sayılabilecek bir tayt ve kar beyazı örme kazağımı çıkarttım. Taytımın üzerine annemin ördüğü bizim oraların meşhur çorabını giydim ve dizlerime kadar çektim. Bu içlerinde en kalınıydı. Annem, tayinimin Hakkari'ye çıktığını öğrenince bütün kalın çoraplarımı valizime atmıştı. Bundan tabi ki de şikayetçi değildim.
Üzerimden çıkarttıklarımı odamın içindeki kirli sepetine attım. Sonunda oyalanabileceğim her şeyi tüketmiştim. Artık salona geçmeliydim. Aynı evin içerisinde ne kadar birbirimizden kaçabilirdik ki? Hem o şu an uyuyor olmalıydı. Yani, kalkıp lojmandaki askerlerle koşmayacaksa elbette uyuyordu.
Kapının kolunu kavrayıp ikinci kez düşünmeme fırsat vermeden aşağı indirdim. Karanlık koridor görüş açıma girerken odamdan vuran az miktarda alaca, yerdeki karaltıyı seçmemi sağladı. Cihan sırtını kapının pervazına dayamış ve bir dizini kendine çekmiş bir şekilde uyuyordu. Tüm gece burada mıydı? Ve burada mı uyumuştu? Bu soğukta ve bu halde?
Hasta olacaktı!
Kapının gıcırtısıyla yerinde irkilirken sanki yerde uyuyan o değilmiş gibi çeviklikle ayağa kalktı. Gözleri hızla etrafı tararken gözlerimde son buldu. Eli ensesini bulurken ilk adımı ondan bekledim. "Ben... uyuyakalmışım. Ses mi ettim?"
Başımı iki yana salladım. "Hayır. Neden burada uyudun? Ev soğuk. Hasta olacaksın."
Gözleri dalar gibi oldu. "Bir şey olursa diye. Ben... alışığım."
Sözleri içimde bir yere dokunsa da karşısında hemen erimeyecektim. Sağlıklı bir ilişkimizin olmasını istiyordum. Bir ayrılıp iki barışmak ne bize yakışırdı ne de ailemiz böyle bir ilişkiyi kabul ederdi. İkimiz de aklı başında insanlar gibi davranmalıydık. Geçmişi geri alamazdık ama gelecek bizim elimizdeydi. Ondan vazgeçecek değildim. Gördüğüm kadarıyla onun da benden vazgeçeceği yoktu. Sadece ikimizin de birbirimize karşı hataları olmuştu ve bunun telafisini yapmak zorundaydık.
Bir şey söylemeden kombiyi açmak için mutfağa yöneldim. Ardımda kalakaldığını hissetsem de dönüp bakmadım. Kombinin derecesini iyice artırırken kısa sürede evin ısınmasını umdum. Çünkü hayli soğuktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU KARTALI
General FictionTÖRE KİTABI DEĞİLDİR TAMAMLANDI "Cihan," dedi en nazlı sesiyle, her zamanki gibi. Bakışları bir şey isterken olduğu gibi kısılmış mavi mavi bakmaya başlamıştı. Sanki onun küçücük ağzından çıkan her sözün benim için birer emir olduğunu bilmez gibi. ...