Yüzyüzeyken Konuşuruz - Ölsem Yeridir
Hedef 10 oy 15 yorum
Keyifli okumalar"O adamın kuyusunu kendin kazıyorsun, güzelim. Tek bir hata, tek bir hatanda sonucuna katlanırsın.
-Abin."Cihanşah! Buralardaydı. Beni izliyordu. Peki ya Miran? O da mı bu işin içindeydi? Allah'ım bu nasıl bir çıkmazdı böyle? Dört bir koldan saldırmışlardı ve kim dost kim düşman ayırt edemeyecek noktaya varmıştım artık. Etrafımdaki herkesten şüphe duyacak durumdaydım. Peki Murat? O da mı onların arasındaydı? Daha kaç kişinin daha ihanetiyle sarsılacaktım?
"Hocam?"
Daldığım derin düşüncelerden ufak tefek, sarışın bir kız öğrencimin sesiyle sıyrıldım. Sorgular bakışları üzerimdeydi. O an nerede olduğumu hatırlayıp kendime geldim. "Efendim?"
"Zil çaldı da duymamış olabilirsiniz. Haber vereyim dedim."
Samimi çıkan ses tonuyla ufak bir tebessümle merdivenleri çıktım ve tamamen aydınlık tarafa geçtim. "Teşekkür ederim. Dersine git hadi."
"İyi dersler hocam."
"Sana da."
Öğrenci hızlı adımlarla sınıfına giderken bende ağır adımlarla merdivenleri tırmandım. İçimde bir gram bile enerji yoktu ama en azından öğleye kadar hiçbir şey olmamış gibi davranmam gerekiyordu. Hiç öğretmenler odasına uğramadan direkt ilk dersim olan sınıfa çıktım. Bugün yine her zamanki gibi kameralara oynamak zorunda olduğum günlerdendi ve görünüşe bakılırsa bu günlerin sonu da gelmeyecekti.
.♾.
"Haftaya cumartesiye kadar ödevlerinizi bitirin. Kontrolünü bizzat kendim yapacağım. Anlaşıldı mı?"
Onaylar mırıltılar çıkan sınıfa gülümseyerek baktım ve eşyalarımı toparlayıp sınıftan çıktım. Bugün önceki günlere nazaran daha az yorucu olmuştu ama bu yine de saatlerdir ayakta olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. Tam merdivenlere yönelmiştim ki karşı sınıftan çıkan Murat'la göz göze geldik.
O an sabahtan beri aklımdan çıkması için bin bir uğraş verdiğim not tekrar zihnimin kuytularından sızıp aklıma gelmişti. Ondan uzak durmam gerekiyordu. Asla masum bir insanın zarar görmesini istemezdim.
"Akşın!"
Onu görmemiş gibi yoluma devam etme hayallerim Murat'ın bol neşeli sesiyle bölündü. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim ve ona döndüm. "Selam."
Hızlı adımlarla yanıma geldi. "Direkt eve mi geçeceksin?"
Başımı onaylar anlamda salladım. Burada arkadaşım yoktu ve dolayısıyla her günüm evde geçiyordu. "Şey... İşin yoksa bir şeyler yapalım mı?"
Bunu isterdim aslında. Çünkü oldukça sıradan bir hayatım vardı burada ve bu artık sıkıcı olmaya başlamıştı ama not her şeyi bozuyordu. Başımı olumsuz anlamda salladım. "Öğrencilere ödev hazırlayacağım."
Murat'ın yüzü düşmüştü. Ama en iyisi buydu. Başımda Cihanşah gibi bir bela varken Murat'ın etrafımda olması ikimiz açısından da iyi değildi. "Anlıyorum. Pazartesi görüşürüz öyleyse."
Murat tek kelime etmeden yanımdan giderken aklıma gelen şeyle koşarak peşinden indim. "Murat!"
Sesimle birkaç öğrenciyle beraber Murat da bana dönerken biraz utanmıştım. Ne de olsa bir öğretmendim ve sanki evdeymiş gibi bağırarak konuşuyordum. Gerçi bir Trabzonlu olarak yapmam gerekeni yapıyordum yahu burada yanlış bir şey yoktu. Bağırarak konuşmak bizim sevdiğimiz şeyler arasındaydı. "Efendim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOĞU KARTALI
General FictionTÖRE KİTABI DEĞİLDİR TAMAMLANDI "Cihan," dedi en nazlı sesiyle, her zamanki gibi. Bakışları bir şey isterken olduğu gibi kısılmış mavi mavi bakmaya başlamıştı. Sanki onun küçücük ağzından çıkan her sözün benim için birer emir olduğunu bilmez gibi. ...