29: Çok Yakıştı

2.2K 249 231
                                    

112 oy ve 400 yoruma yeni bölüm! Ve yorumlar, kurgu ile ilgili olursa sevinirim :)

Yani arkadaşlar sınırları geri isteyen de sizsiniz, uymayan da siz. Ben anlamıyorum ki!? Ne olsun istiyorsunuz?
Böyle olunca gerçekten bende yazmak gibi bir istek olmuyor, bitiyor hepsi.

Yani gerçekten güzel yazamıyor muyum artık? Beğenmiyor musunuz? Bilmiyorum ama lütfen belirtin artık bunu, bu durum cidden çok kırıcı..
Bölüm istiyorsanız, hızlı bölüm istiyorsanız sınırları aşabilirsiniz.

Bu bölümü de bu uyarıyı yapmak için ve gerçekten bölüm bekleyen ama bazıları yüzünden üzülenler için yayınlıyorum..
Umarım güzel olmuştur.

İyi Okumalar..

***

Jeongin Pov.

Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum bile, yaptığım ve bundan sonra tek yapmak isteyeceğim şey kollarım arasında uyuyan bu güzel çocuğu izlemekti. Belki de saatler olmuştu ama yine de kendimi, onu izlemekten alıkoyamıyordum. Bir nevi zihnimi ele geçirmişti, sadece o ve onunla ilgili düşüncelere, hayallere sahiptim.

Uzun siyah saçlarını parmak uçlarıma dolayıp kendimce oyun oynuyordum. Oysa başı göğsümde ve bir eli de başının yanında duruyordu. Böylesine masum durması akıllara zarardı.

Ondan önce ki hayatımı düşündüğümde, hiç bir şey yoktu. Hatırlamak isteyeceğim, babamdan sonra hayatımı önemli kılan hiç bir şey yoktu.
Ta ki ona kadar. Onunla tanışana kadar umursamaz ve kırılgandım. Ama onun varlığı beni öyle güçlü hissettiriyordu ki, onu sadece kollarım arasında sarıp sarmalamak istememe sebep oluyordu.

Beni ben yapan oydu. Şuan sadece Yang Hyunjin sayesinde vardım. Benim güzeller güzeli eşim, tatlı bebeğim.
Ellerim saçları üzerinde benden habersizce gezinirken bir kaç mırıldanma duydum.
Kollarım arasında ki beden kıpırdanıyordu, gözlerini hafif aralamıştı ve öylece beni izliyordu aşağıdan.

"Günaydın"

Yeni uyanmanın getirdiği ses tonuyla birlikte konuştuğunda yüzümde ki gülümseme genişledi. O kadar muhteşemdi ki bu an.

Bedenini kaplayan, dünden kalan morluklar her tarafında yer edinmişti. İnce boynunda fazlalık vardı elbet ama, göğsünde, bacaklarında ve daha bir çok yerinde bulunan morluklar gülümsetti beni.

"Günaydın bebeğim"

O da gülümseyip başını boynuma gömdü. Burnunu oraya yavaşça sürtüyordu ve bu huylanmama sebep olmuştu. Arada ufak öpücükler kondurmasıyla büyük bir kahkaha attım.

"Kalkmamız gerek bir tanem"

"Hayır, istemiyorum"

Saçları çıplak omzuma dökülürken bir öpücük daha bırakıp kollarını boynuma sardı ve başını da omzuma yerleştirdi.

"Kahvaltı yapmamamız gerek"

"Hayır, onu da istemiyorum"

every day in heaven | hyunin, omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin