every day in heaven | hyunin, omegaverse

12: Git Buradan

Oy sınırı; 45 (HADİ BUNU DA GEÇİN DE GÖREYİM) :)

Yorum Sınırı; 100 

Hikaye asıl bundan sonra başlıyor, diğerleri gönlünüzü çelmek içindi ;) 

İyi Okumalar..

***

Ele avuca sığmayan bir bebektim, annem mutfakta bir şeyler yaparken peşinden ayrılmazdım. Babam bahçemizi düzene sokarken ona sürekli zorluk çıkarırdım ama asla bana kızmadılar bile bunlar için. Aksine bana eşlik edip kahkahalara boğulmamı sağladılar. Annem bana hep özel olduğumu söylerdi. 

'Çok güzel ve özelsin bir tanem, seni mutlu edecek alfayı görmek o kadar çok istiyorum ki'

Belki görmene izin vermediler anne ancak sana bunları anlatırsam beni duyarsın değil mi? Mutluyum anne, her zaman istediğin şey gerçek oluyor. Mutluyum. 

Jeongin ile aramızda geçen şey -hala utanıyorum- beni heyecana sokuyordu sürekli. Yaklaşık iki gün olmuştu ancak her yerde kaçıyordum ondan. O gün odadan da anında kaçtığım gibi, bu hallerime ise sadece gülüyordu. 

Sanırım şuan küçük bir flört içerisindeydik. 

Şimdiyse tekrar atölyeye gelmiştik, yol boyunca bana bakıp durmuştu ve ne yapacağımı bilemeyip sadece camdan dışarıyı izlemiştim. Ellerim terlemişti ve gülümsememi tutmak için kendimi sıkmak zorunda kalmıştım. Hiç bir şey dememiş aksine ufak ufak kıkırtılar bırakmıştı ortaya. 

O arkamdan gelirken bense hemen geçen seferki gelişimde yarım kalan çalışmamın başına geçtim. Elime fırçayı aldığımda hemen karşımda ki büyük tuvalin üzerine kapatılmış olan siyah örtüyü fark ettim. Bu Jeongin'in tuvaliydi ama neden üzeri kapalıydı ki? Merakıma yenik düşüp ayağa kalktım ve tuvalin üzerinde ki örtüyü tam kaldıracaktım ki kolumu tutan bir el buna engel oldu.

"Henüz bitmedi"

"Bir baksaydım"

Jeongin başını iki yana salladı ve diğer elimi de tutarak geriye çekti ancak başım hala oraya dönüktü. Ucundan da olsa görmek istiyordum ama o görmemi istemiyor gibiydi. 

"Söz veriyorum, bitirince ilk sen göreceksin"

Gülümsedi her zaman ki güzel dudakları ile. Başımı sallayarak onu onayladım ve tekrar yerime geçmek istedim. Tabi ki tekrar bana engel oldu ancak bu sefer garip bir şekilde. Arkamdan belime sarıldı, kaslı kolları belimi sarıyordu şimdi. Başını boynuma yaklaştırdı, sıcak nefesini hissederken kalbim tekrardan ritmini kaybetmişti.

"Bir daha kızgınlığın yaklaştığı zaman haber ver.."

Sanki mümkünmüş gibi biraz daha yaklaştırdı başını, şimdi dudaklarını tam olarak mühür bölgemde hissediyordum. Gözlerimi kapadım, ellerimi karnımda birleşmiş olan ellerin üzerine koyup başımı yana eğip ona biraz daha yer açtım. 

"Güzel kokuna ayrı bir mükemmellik geliyor ve insan kendini tutmakta zorlanıyor"

Hala bu konuya benim kaçmalarım yüzünden açıklık getirememiştik. Sanırım heyecandan birazdan şuraya yığılacaktım ancak kendimi açıklamalıydım. 

"Üzgünüm, fark ettim ancak biraz çekindim"

"Neyden? Kızgınlığa girmekten mi?"

Bedenini biraz geriye çekip yüzümü görebilecek hizaya getirdi. Başımı yan çevirip tam gözlerine bakamasam da başımı salladım.