32: Test

1.7K 221 115
                                    

Hesabımın şifresini unuttum ve e-posta neden olduğunu bilmediğim bir şekilde bambaşka bir şey. Bu yüzden PC'den yazamıyorum ve o kadar alışmışım ki telefondan pek yazamıyorum, bekletmemin bir diğer sebebi de okul, bu sene 11. sınıfım ve önemli biliyorsunuz ki bu yüzden gecikebilir bazen..

Bu arada bölüm evet kısa çünkü diğer bölüm yorum sayısı 26..Ne? 26? Neden? Bu yüzden bölümü kısa yazdım. Kısasa kısas diye düşündüm :)

Yorum benim için önemli, motivasyon sebebim ve bunu hala anlamadınız..

Kontrol etmedim..

Her neyse İyi Okumalar..

***

Hyunjin Pov.

Hissettiğim tek duygu şuan için utançtı. Eve geleli henüz bir kaç saat olmuş olmasına rağmen yanaklarım kıpkırmızı geziyordum ortalıkta. Şuan da odaya kendimi kapatmıştım ve kapının ardından Jeongin dışarı çıkmam ile ilgili şeyler sayıklarken sadece aynaya yansıyan görüntüme bakıyordum.

Boynumda ki kızarıklığı geçmiş ama izi belli olan mühürüme daldı gözlerim, elim benden bağımsız orayı parmak uçlarımda tüy kadar hafif bir dokunuşla okşarken gülümsedim. Eve geldiğimizden bu yana benimle uğraşan Felix'e rağmen bundan gurur duyuyordum ve eşimi bu mühür ile birlikte daha baskın hissetmek huzurla gözlerimi kapamama sebep oldu.

Boynumda bulunan ufak kızarıklık ve morarmalar yerli yerinde duruyordu. Oradayken kapatacak bir şeyler bulamamıştım ve kapıyı açmaya gelen Chan hyung görünce şaşkınlıktan neredeyse göz bebekleri dışarıyı boylayacaktı. İlk o zaman başlamıştı ve biliyordum evde daha fazlasına maruz kalacağımı.

Beni biraz olsun Felix'in dilinden kurtarmak için yardımı dokunsun diye Seungmin bir kapatıcı vermişti ve öyle biraz olsun kapanmıştı. Ancak hala yakından bakıldığında belli olan izlerle içimden kısaca Jeongin'e sövmüş bulundum.

"Güzelim? Felix'i evden atmama az kaldı, aç şu kapıyı artık"

Aynanın karşısında durmaktan vazgeçip kilitli kapıyı açtığımda beni, omzunu kapı pervazına yaslamış ve kollarını göğsünde birleştirmiş eşim karşıladı. Kapıyı açtığımdaysa kaşlarını kaldırdı gayet ciddi bir şekilde.

"Sonunda"

"Gerçekten onu evden atmaya ne dersin?"

Genişçe gülümseyerek konuştuğumda o ciddi ifadesi gitmiş ve yerini ani bir gülümseme almıştı, dudaklarından fırlayan küçük bir kıkırdama ise biraz daha gülümsememi sağladı.

"Halledebilirim"

"Şaka yapıyorum, kardeş düşmanı seni"

Kapıyı ardımdan açık bırakıp içeri adımladım, oda bizim karışmış kokumuzla dolup taşmıştı ve o kadar huzur veriyordu ki, iki gün önce ki yaşadığım ufak çaplı kriz üzerine meditasyon gibiydi.

"Omegamı utandırmış olması onu evden atmam için iyi bir sebep"

"Her zamanki hali"

every day in heaven | hyunin, omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin