İyi akşamlar.
Medyadaki şarkı = Gece. Bayıldım, mutlaka dinleyin. Medyada çıkmıyorsa Demi Lovato - Waiting for you
Keyifli okumalar...
Bölüm 73: "DOĞU SARAYI'NDA GEÇMİŞİN GÖLGESİ"
"Alışmak, unutmak ve uyumak. Tanrı'nın yarattıklarına verdiği üç büyük mucize. Acılara alıştım, geceleri uyudum ama bana yapılanları asla unutamadım."
Kimsenin günahları geçmişte kalmıyordu.
Hatalar telafi edilebilirdi belki ancak bile istene işlenen günahlardan geri dönüş yoktu. Gören gözler, duyan kulaklar affetse de körleşmemiş bir vicdanın sahip olunabilecek en büyük teraziydi. Agâh Doğu vicdanını yıllar öncesinden kaybetmişti. Kötülüğe itilmiş bir adam mıydı yoksa kötülüğü var eden birisi miydi, kimse bilemeyecekti çünkü hiçbir zaman ona uzatılan eli tutmamıştı. Eşine dahi bir gün olsun pişmanlıkları olduğunu söylememişti.
Şimdi uzandığı ölüm yatağında zar zor nefes alırken kanındaki zehir her an biraz daha etkisi altına alıyordu onu. En ince detayların kadar planlanmış bir ölümdü onunkisi. İki oğlu tarafından öldürüyordu ve bundan haberi bile yoktu. Yıllar öncesinde hiç yapmaması gereken bir büyüyle iki evreni birbirine kattığında gücünün yarısını feda etmişti ancak bununla bitmiyordu.
Bir ölüyü geri getirmenin bir bedeli ve bir de cezası vardı. Birisini ödemek diğerini hükümsüz kılmazdı.
Dora Doğu. Bütün bunlar onun için miydi? Oğlunu kurtarmak için mi kendisini böylesine bir ateşten çemberin içine atmıştı? Yoksa Savaşçılara karşı elinde büyük bir koz, büyük bir silah mı olmasını istemişti? Bu sorunun cevabını sadece kendisi biliyordu ancak ortada herkesin bildiği bir gerçek vardı. Yarattığın canavar senden güçlü olursa namlu her daim sana döner.
Agâh Doğu için hayat zaferler ve yenilgilerle dolu olsa da sevdiği kadınla asla birlikte olmamış olmanın pişmanlığı hissettiği tek şeydi. Elbette bunun tek nedeninin kendi bencilliği ve hırsı olduğunu biliyordu. Beliz'in ona anlattıklarını bir sır olarak saklamak yerine kullanmıştı ve kendisine dair her şeyi kaybetmişti.
Ruhları birer canavar olmaktan alıkoyan ipler vardır. İnce ipler. Edis için bu ipin adı Kayra, Duman için bu ipin adı Gece, Pusat için Su, Kayra için Sahra, Yasmin için Siyah... Herkesin, onu karanlık taraftan koruyan ipleri vardır. Agâh kendi ipini, Beliz'i kopardığında onun için ağır basan hırsları sonu oldu.
Hiç yapmaması gereken bir evlilik yaptı. Kalbi ona ait olmayan bir kadını zorla bu saraya kapattığında vicdanının sesini son kez o zaman duydu ancak bu onu yolundan çevirmediğinde vicdanı da kendini onun göğsünde astı.
Şimdi bu kocaman sarayın, kocaman odalarından birisinde yatarken ondan geriye kalanlar sadece kötü bir nam ve huzursuz eden anılar olacaktı. Herkes ama herkes için... Baygın yattığı üç günün ardından sonunda gözlerini araladı ancak kendisi de sona geldiğinin farkındaydı. Ölüm onu almak için çok kısa bir süre sonra kapısını çalacaktı.
Başında bekleyen sadık uşakları onu hemen doğrultup bir bardak su içirdikten sonra yastıklarını kabartıp arkasına yerleştirdiler. "Bir isteğiniz var mı efendim?" dedi Sadık. Onun yüzlerce yıldır en sadık uşağıydı. Adı da bu yüzden Sadık'tı.
"Bana Edis'i çağırın," dedi kral. Bu verdiği son emirdi.
Dakikalar sonra odanın kapısı çaldı ve kapının önünde bekleyen kalabalığın arasından Edis çıkıp geldi. Onun gelmesiyle birlikte bütün uşaklar birer birer dışarı çıktı, Sadık da. Sonunda odada sadece ikisi kaldıklarında Edis vezir değildi, Agâh da kral. Edis buz gibi bir bakışla babasına bakmaya devam etti. Aslında tam olarak onun babası sayılmazdı, o Dora'nın babasıydı ama Dora'yla Edis arasında da bir fark kalmamıştı zamanla. Bir bütün olmuşlardı. Yine de Edis, Agâh'tan nefret ediyordu Dora adına da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLAR & SAVAŞÇILAR °VERA°
Фэнтези"Bu dünyada kanın da, acının da, savaşın da sonu yoktu." Gece, dedesinin ölümü üzerine annesinin doğup büyüdüğü Vera şehrine gider ve orada annesi ile bir hayat kurmak için çabalarken şehrin sırları karanlıklardan çıkmaya başlar. Bu sırlar onun gerç...