Bölüm 18: YARALAR VE KORKULAR
"Korkunun ezdiği cesaret, pişmanlığın getirdiği acı kadar kötü değildir. Yapmaktan değil de, korkmaktan çekinmeli insan..."
İçinde yüzlerce duyguyu barındıran bir sessizlik odayı kuşatıyordu.
Ateş Savaş'ı daha önce hiç bu kadar umarsız, yıkılmış görmemiştim. Daha önce bir şeyleri hiç bu kadar önemsediğini görmemiştim. Dün geceden beri tek bir an dahi o sandalyeden kalmamıştı. Sandalye Ceyda'nın baygın gibi uyumakta olduğu yatağın hemen yanındaydı. İçeriye doktorlar girip çıkıyor, bazen Su kontrole geliyor, sık sık uşaklar uğruyordu.
Ateş dönen bir zamanın ortasındaydı. Her şey çevresinden gelip geçiyordu ama ne görüyordu ne de hissediyordu. Öylece bakıyordu, gözlerini açılması için beklediği gözlerden tek bir an dahi ayırmadan bekliyordu. Ona olan hüznüm ona olan öfkemi eziyordu. "Onu beklemenin bir anlamı yok," dedim elimi omzuna koyduğumda. Örülmüş saçları arasından çıkan teller elektrik çarpmış gibi havadaydı. "Uyanınca nasıl olsa haberdar olacağız."
"Olmaz," dedi kımıldamadan. "Önce o uyanmalı, onu kaybedemem." Pişmanlık mı duyuyordu? Belki de çok önceden fark etmişti Ceyda'yı. Çok önceden biliyordu korumasının ona olan hislerini ama kaçmak, görmezden gelmek daha kolay gelmişti o an ve bunun pişmanlığını gidermeye çalışıyordu.
"Onu kaybedeceğini ancak o yaralanınca fark etmen kötü," dedim biraz acımasız davranmaya karar vererek. "Özellikle de onu Ayza'nın karşısında bile kırmışken. Seni seviyordu Ateş. Bunu görmeyecek kadar aptal bir adam olmadığını biliyorum." Başını kaldırdı, onun tam arkasında beklemekte olan bana döndü. İşin aslı onun gerçekten biraz da olsa Ceyda'nın duygularını fark ettiğini sanıyordum ama bakışlarından anladığım kadarıyla hiçbir şey bilmiyordu.
"Bunu kendisi mi söyledi?"
"Ben fark ettim, ona sordum, o da onayladı."
"Bunu kendi kulaklarınla duyduğuna emin misin?" dedi inanmadığını belli etmekten kaçınmadığında. Başımı salladım. Bu konuda Ceyda ile pek çok kez konuşmuştum, onun acı çekmemesi için elimden geleni yapmaya çalıştım. Öyle ki gideceğini söylediği zaman bile buradaki tek yakın arkadaşım olmasına rağmen onu durdurmak için tek kelime etmemiştim. "Ceyda beni seviyor yani?"
"Ateş, bunu kaç defa daha soracaksın?"
Güldü. Şaşkınlık dolu, gerçek bir gülümsemeydi. "Çok zaman geçti," dedi kendi kendine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLAR & SAVAŞÇILAR °VERA°
Fantasy"Bu dünyada kanın da, acının da, savaşın da sonu yoktu." Gece, dedesinin ölümü üzerine annesinin doğup büyüdüğü Vera şehrine gider ve orada annesi ile bir hayat kurmak için çabalarken şehrin sırları karanlıklardan çıkmaya başlar. Bu sırlar onun gerç...