30°BALAMİR'İN OĞULLARI (Sezon Finali)

22.2K 1.5K 1.6K
                                    

Sonunda sezon finali geldi çattı.
Korkmayın, fena bir yerde bitirmedim.
Bölüm tam 16bin kelime. Üç bölüm uzunluğunda.
Keyifli okumalar...

Bölüm 30: "BALAMİR'İN OĞULLARI"

"Hayatın anlamını kendi buluyordu insan. Sen kendine ne değer biçersen insanlar onu okurdu."

Balamir Savaş bir efsaneydi.

Aynı babanın birbirine düşman iki evladı olan Yılanlar ve Savaşçılar arasında, Balamir Savaş bir efsaneydi. Dostları, onun yanında olmaktan güven duyar; düşmanları, onun karşısında olmaktan korkardı. Savaş alanındaki kahramanlıkları, bir kadını sevişi, babalığı anlatılıp durulurdu. Onunla aynı karında yatmış olan kardeşi Kuzgun Savaş'tan bile bu kadar bahsedilmezdi kral olduğu halde.

Balamir Savaş'ın iki oğlu kalmıştı ondan geriye.

Pusat Savaş ve Destan Savaş.

İkisi de hayatımda ciddi yerlere sahip insanlardı. Ama şimdiden hissediyordum ikisinin arasında kalacağımı. Çünkü Duman, affetme yönü güçlü bir adam değildi ve abisi şu an karşımdayken işler nereye gidecekti bilmiyordum.

Ona doğru arka arkaya attığım adımlar hızlandı ve herkes donup kalmışken ben onları arkamda bırakarak abimin boynuna atladım. En azından düğünden önce gelmişti. "Geldiğine inanamıyorum," dedim ona sımsıkı sarılırken.

"Çaktırma çok gerginim," diye fısıldadı bana, benim ona sarıldığım kadar sıkı sarılırken.

Güldüm. "Ben yanındayım. Sakin ol." Geri çekilip kopkoyu gözlerini gözlerime dikerek genişçe gülümsedi. İşte evinde, ayrı kaldığı hayatı bıraktığı yerde, yine ayrı rolle buradaydı. Ne yapacağını biliyor, gücünün ve otoritesinin farkında olarak ilerliyordu. Onun yanına durarak onunla birlikte krala doğru yürüdüm ve abim kralın karşısında durduğunda şokla ona bakan halasının yanına geçtim.

"Sizi yeniden gördüğüm için onur duydum efendim," dedi krala.

"Ben de seni gördüğüm için çok sevindim evlat," dedi amcası şefkatle ve kollarını açtı. Bizim kadar şaşırmadığına göre o da abimin yaşadığından haberdardı belli ki. Abim, amcası ile sarıldığında Beliz hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. "Hiç gelmeyeceksin sandım."

"Doğru zamanı arıyordum," dedi geri çekilip onunkiyle aynı koyulukta olan gözlere baktığında.

"Pusat?" Beliz hala olanlara inanamıyor gibiydi. Ağlıyordu ve şaşkınlık üzerinde hala asılıydı.

"Hala." Abim onun titreyen omuzlarını kollarıyla sardığında Beliz daha şiddetli bir şekilde ağlamaya başladı. "Şişt!" Halasını göğsüne doğru bastırdığında çevredeki pek çok kişi dolan gözlerini saklamak için sağa sola bakınıyordu. "Ağlama, hadi." Beliz başını iki yana sallayarak onun ceketini avuçlarında sıktı. Bugün kutlama vardı ama anlaşılan çok gözyaşı dökülecekti.

"Ama sen nasıl?" diye sordu boğuk bir sesle.

"Uzun hikaye şimdi bunlar." Kuzgun araya girdi. "Daraltma çocuğu."

"Hayatta olmanıza çok sevindim," dedi Çınar elini uzattığında. Abim tebessüm ederek onun elini sıktı.

"Sağ ol Çınar."

YILANLAR & SAVAŞÇILAR °VERA°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin