Merhaba...
Kaos, acı, dram ve aşk bölümlerimize yeniden dönüş yapıyoruz. Ahahahaha! Kaos olmadan bu kadar dayanabildim arkadaşlar hsdhsljhdla Çok bile dayandım bence.
Yapıcı eleştirilere her zaman açığım, kendinizi çekmeyin eleştiriler söz konusu olduğunda.
Hadi bu bölüm eski enerjimizi yakalayalım, yorumlarda buluşalım her zaman olduğu gibi. Siz sınırı geçerken ben çoktan yeni bölüme başlamış olacağım.
Şimdi sizi bölümle baş başa bırakıyorum.
Bölüm şarkıları: Halsey - Not Afraid Anymore ve Bebe Rexa - I'm Gonna Show You Crazy
Keyifli okumalar diliyorum...
BÖLÜM 86: ÖFKENİN PENÇESİ
"Hayat çirkin sürprizlerle doludur.
Öyle ki bir gün elleriniz sevdiklerinizin kanı ile boyanır."
Vera'ya ayak bastığımda hayatımın değişeceğini biliyordum.
O gün, buraya geldiğimde ve başımı kaldırıp göğe baktığımda mavisinin bile farklı olduğunu bir şekilde hissediyordum. Bir ay sonra tuhaflıklar başladığında beklediğimden daha farklı dönüm noktası ile karşılaşacağımı anlamıştım.
Sonra kendimi soyumun yanına bulmuştum. Güven kelimesiyle birlikte dostluk, gerçek aşk ve sonunda hayatın kendisi gelmişti. Artık farklı bir hayatım olacağını biliyordum. Fakat sonra peşimdeki manyağın beklenenden de öteye gitmeye istekli olmasıyla hayatım ansızın tepetaklak olduğunda kendimi bulduğum ceremede acı katlanılmaz sevideydi.
Hayatımın komple değiştiğinin farkındaydım. Bir canavara dönüşmeye hazırdım. Öldürmeye, kan dökmeye, can almaya ve ortalığı birbirine katmaya hazırdım. Her şeyimi kaybetmiştim. O gerçek canavar benden her şeyimi almıştı. Onu mahvetmek için yemin etmiştim. Aynı beni mahvettiği gibi onu da mahvedecektim ama...
Yapamamıştım.
Başarısız olmuştum.
"Ne..." Şokla Dora'nın tanıdık çehresine bakarken Duman'ın arkamdaki varlığından yayınlan gerginliğini hissettim. Korku değildi, yanından bile geçmiyordu. Varlığının benim için duyduğu endişeyi iliklerime kadar hissederken her an dizlerimin üzerine düşecek gibiydi. "Sen... Sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek Tufan da orada?"
"Gece," dedi uzanıp nazikçe kollarımdan tutarken. "Çok uzun hikâye ama şu kadarını bilsen yeter, kayıp mürekkep ondaymış. Şansımızı sikeyim ki o mürekkep de Gölge'nin kanıymış. Birisi, hangi aklını siktiğimin puştu bilmiyorum ama birisi bizden önce odaya ulaşıp ona kanı enjekte etmiş. Edis'e anlattıklarından sadece bu kadarını anladım. Kendi dillerinden konuşuyorlardı Gölge ve o." Duraksadı.
Nefes alamıyordum. Dönen dünya değil, başımdı sanki.
"Acele etseniz iyi olur, bir an önce oraya gitmelisiniz. Çok kalabalık bir grup değiller ama... Çok güçlüler."
Gözlerimi kırpıştırdım. Bunu kaldırabileceğimden şüpheliydim. Bu olamazdı. Orada acı çekmiştim, orada kendimden tavizler vermiştim, orada varlığıma ait her şeyi gözden çıkartacak kadar çabalamıştım ama sonucunda o daha güçlü gelmişti. Derin bir nefes aldım. Sadece ben değil, Alessiya bile sessizdi. Sikerler! Alessiya'nın bile sessiz kaldığı bir durumda benden ne bekleniyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILANLAR & SAVAŞÇILAR °VERA°
Фэнтези"Bu dünyada kanın da, acının da, savaşın da sonu yoktu." Gece, dedesinin ölümü üzerine annesinin doğup büyüdüğü Vera şehrine gider ve orada annesi ile bir hayat kurmak için çabalarken şehrin sırları karanlıklardan çıkmaya başlar. Bu sırlar onun gerç...