Karanlık depoya yavaş adımlarla ilerlerken aklımda sadece kurguladığım işkenceler canlanıyordu. Alacağım zevkten dört köşe olarak, adımlarımı korkutucu sakinlikle kapının önündeki adama yönelttim.
"Adam sorun çıkardı mı?" Dedim sert ama sakin bir sesle.
"Başta biraz sorun çıkardı, fakat sonra sesini duymadık." Başımı sallayıp, kapını açarak gıcırtısı eşliğinde içeriye girdim. Adam baygın halde sandalyeye bağlanmış bir şekilde oturuyordu. Pislik herif. Bir kıza istemediği sürece dokunmak hangi adamlığa sığar lan?Kızı eve getirdikten sonra bir müddet konuşmadı. Sadece susup duvarı izliyordu. Ama, sonra yanına gidip "Canını yakacak bir şey yapmadı, değil mi?" Diye sorduğumda gözünden yavaşça bir damla süzülmüştü. Yavaş yavaş konuşmaya başladı, olayı anlattı. O anlattıkça içimdeki ateş harlandı. O anlattıkça dünyadaki gereksiz oksijen israflarına karşı nefretim daha da arttı.
Lena bu şehre ailesiyle yeni taşınmış. Bu adam da kıza takıntılı manyakmış. Dün markete gitmek için evlerinden çıktığında adam kızı yakalamış ve nasıl olduğunu anlayamadan gözlerini açtığında kendini ormanda yerde uzanırken bulmuş. Beni şaşırtan kısım adamın kız uyuduğu sürece neden ona dokunmadığı, o uyandıktan sonra onun üzerine yürümesiydi.
Zaten sonrası da belliydi. Ben geldim ve olanlar oldu.
Adam kapının gıcırdamasına hala tepki vermemişken bu beni daha da sinirlenmeye itiyordu. Kapıyı usulca kapatıp kenarda duran benzin bidonlarına bakış atıp, birini elime alarak adama doğru yürüdüm. Fakat yapmalı olduğum bir şey aklımdan çıkmıştı. Ben bu adamı sonradan polis'e götürecektim. Önce video kaydı ile yaptığını itiraf ettirecek, sonra aynı kayıtla işkenceleri çekecektim.
Yavaşça kenarda duran kameranı adamın önüne koydum. Siyah bandanamı yüzümü kaplayacak şekilde sararak, beni ele verebilecek herhangi vücut çizgime karşın kısa kol t-shirt'ümün üzerine siyah deri ceketimi geçirdim. Tam bir psikopata benziyordum. Benzemiyordum, tam da öyleydim.
Kameranın kaydını başlattıktan sonra elime yere koyduğum benzin bidonunu alıp, içindeki benzini bir çırpıda adamın üzerine boşalttım. Adam anında gözlerini açıp, hafifçe ağzını araladığında bunun daha başlangıç olduğu gerçeği bende yapacaklarıma karşı içimde tarifsiz bir heyecan uyandırıyordu.
Ne olduğunu anlamak için etrafa bakınmaya başladığında karşısındaki beni görünce kaşlarını çattı. Sonra alayla sırıtıp, yüzümde sadece gözlerimin göründüğü tek yer olan harelerime bakmaya başladı.
"Ne o? Şimdi bana akıl almaz işkenceler falan mı yapacaksın?" Konuşmadım. Susmamın onu daha da meraklandırdığını gerilen yüz hatlarına eşlik eden bir:
"Konuşsana!" İsyanından sonra çok bile beklediğimi anladım.
"Şimdi, akıllı oğlan," Diyerek konuşmaya başladım. "Adın ve soyadını kendi isteğinle mi söylersin, yoksa zor mu kullanalım?" Dedim.
"Benimle tanışmak için böyle ortamlara gerek yoktu, güzelim. Adımı bilmek istediğini söylesen seve seve söylerdim zaten." Dedi. Aptal herif. Hala ciddiye almıyor.
"Boş yapma. Konuş." Dedim sertçe.
"Ow, dişli kadınlara bayılırım. Ah, ismim Paul. Paul Petrov." Waay. Ünlü iş adamı Adam Petrov'un oğlu Paul Petrov bir tacizci! Yaptığı suçtan dolayı mı öldürüldü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELKİ DE
Teen Fiction16 yaşında olmasına bakmayarak, bir çok insana kan yutturan, küçüklüğünde evlat edindiği ihtiyarın sayesinde aldığı eğitimlerle aynı zamanda çoğu reklamda yer alan kızımız kendi ailesinin varlığını ihtiyarın son zamanlarda söylediği kelimelerden var...