"Ya, abi bacağını kafamdan çek!" Diyerek sızlanan Ares, Efenin rahatını bozmadan yerine daha da kurulduğunu görünce, Efenin başına koyduğu ayağını tokatlayarak indirirken Efe keyifle elindeki koladan bir yudum daha aldı.
"Çocuklar doğru düzgün otursanıza!" Diyen Kaan bay'le her kes kendine çeki düzen verdiğinde göz devirdim.Poyraz omzumdaki kolundan destek alarak beni kendine daha fazla çektiğinde burun kıvırdım.
"Bu olmadı, yapıştır istersen kendine bir de Poyraz!" Dediğimde sırıtarak, başını iki yana salladı.
"Başlatın artık şu filmi izleyelim!" Diye isyankar sesi ile Aras dikkat çektiğinde ne dediğini anlamasam da, artık başlaması ile ilgili bir şeyler söylediğini tahmin edebildim.
"Başlasın." Dedim yamuklukla Aras'ı taklit etmeye çalışarak. Fakat, tahminen ağzımdan çıkan sözcük : 'baslasin' gibi bir şey olduğunda her kes kahkaha attı.
"Başlat artık oğlum şunu." Dedi Kaan bey de.
Yemek yedikten sonra film izlemeye karar vermiştik ve bilin bakalım bu filmi nerede izliyoruz? Tamamen genç elinden geçtiği belli olan sinema salonunda. Puflar, minderler, sandalyeler ve dağınık şekilde kurulan sehpalara atıştırmalıkları yerleştirmiş, kimimiz koltuklara, kimimiz ise puflara kurulmuş ailecek izlenecek filmlerden ne izleyebiliriz derken, Marvel'den Türkçe alt yazılı bir film açmaya karar vermişlerdi. Tabi, ailecek derken her kesin izleyebileceği filmi nazarımda tutarak söylemiştim.
Bilgisayarın başındaki Ali filmi başlatıp, koşarak hemen ayak ucumdaki pufa oturdu ve kafasını koltuğa topladığım ayağıma yasladı. Bakışlarım Ali'ye saniyelik inse de, gelen giriş müziği ile bakışlarımı projeksiyona döndürdüm tekrardan.
*
"Ama ben şu spiderman'e gıcık oluyorum!" Diyerek, sabahtan beri filme söylenen Ali'nin kafasına sonunda artık dayanamayarak bir tokat attığımda şaşkınlıkla bana baktı.
"Hiç öyle bakma! Sabahtan senin yorumların yüzünden filme odaklanamıyorum, be adam!" Dediğimde sırıtarak elini ağız hizasına kaldırdı ve görünmez bir fermuar çektikten sonra kafasını tekrar filme çevirdi.
"Yavaş yavaş alışıyor insan, güzelim." Diyen Efe'ye kısa bir bakış atarak, kafa salladım 'tabi, tabi' dercesine. Sanki yıllarımızı birlikte geçireceğiz!"Ya ama o yaratık çok tatlı!" Diyerek bu sefer yorum yapan Helin hanım'a bıkmışcasına bakarak, kafamı kabullenmişlikle Poyraz'ın omzumda olan koluna yasladım. Vücudunda ufacık gerilme hissetsem de, kendini hemencecik toparladı. Hatta öyle hızlıydı ki, yerime başkası olsa, sezgilerinden şüphelenirdi.
Filmin bitmesine neredeyse yarım saat kalmıştı, fakat kabullenmek istemesem de, Poyraz'ın mayıştırıcı kokusu insanı resmen uyumak için teşvik ediyordu. Gözlerim kapanmak için savaş verirken, beynimden yükselen sesler sanki kendilerini sadece kısa süreliğine suskunluğa kavuşturmuştu.
Beynimdeki seslerin durulduğunu yavaş yavaş hisseden göz kapaklarım artık direnmiyor, günlerin acısını saniyeler içinde kapanarak almaya çalışıyordu.
Başarması, zaferle sırıtmasına neden oldu...
*
Her neyi sarmalıyorsam, kolumu daha da sıklaştırdığımda benden olmadığına emin olduğum bir kaç mırıldanma sesi geldi, fakat aldırmadan uykuma devam etmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELKİ DE
Ficção Adolescente16 yaşında olmasına bakmayarak, bir çok insana kan yutturan, küçüklüğünde evlat edindiği ihtiyarın sayesinde aldığı eğitimlerle aynı zamanda çoğu reklamda yer alan kızımız kendi ailesinin varlığını ihtiyarın son zamanlarda söylediği kelimelerden var...