36. GÖRECEĞİZ

434 22 0
                                    











"Ama Alin düzgün soy şunları!" Diye sitem eden Poyraz'a sinirle bakarken aynı şekilde elimdeki bıçak ve elim değmeden önce kafam kadar kalınlıkta olan, fakat şu an kendinden her hangi bir unsur bulundurmayan sebzeyi masaya attım.
"Yapamıyorum, işte! Başka bir şey yok mu?!"
"Alin, yumurta kıracağım derken, yumurtanın hepsi düştü tavaya. Menemen için biber doğra dedim, biberler ya elim kadar, ya da serçe parmağımın kalınlığını geçmez! Aha, domates soy dedim, ilk domateste zavallı sebzeyi getirdiğin hale bak! Domates olup olmadığı bile muamma!"
"Söylenmen bittiyse, mutfak hakkında olan yeteneksizliğim de gün yüzüne çıktığına göre, bir kaç saat sonra başlayacak olan üniversitesinden dolayı Alin kaçtı!" Diyip, ellerimi suya tutarken:
"Okulun dokuzda başlayacak ve saat daha sekiz buçuğu yeni geçti. Otur oturduğun yerde, kahvaltı yapacağız!" Dediğinde yüzüm ağlamaklı bir ifade alırken, koridordan gelen ayak seslerinin sahibi Joseph'di.
"Hah, Joseph! Hadi gel sen Poyraz'la benim yerime kahvaltı yap!" Dediğimde anlamaz ve dehşete düşmüş bakışları eşliğinde önce masanın bir kenarında duran 'doğranmış' biberlere baktı, bir tanesini eline alıp, garip bir şeymiş gibi inceledi, ardından demin masaya fırlattığım artık domates olmayan domates kırıntısının önüne geldi.

Onu da büyük dikkatle eline alıp, bir kaç saniye inceledikten sonra, aniden büyük bir kahkaha patlattı.

Sinir bozukluğu ile ona bakarken:
"Ne gülüyorsun, lan?"
"Senin elinden çıkmış olduğu o kadar belli ki!" Gülüşlerinin arasından zorla çıkarabildiğim bir cümlenin ardından durmaksızın devam ettirdiği kahkahası sinirlerimi tepeme çıkarıyordu.

Poyraz da sonunda büyük ciddiyetle durduğu tavanın başından bakışlarını ayırıp, anlamaz gözlerle Joseph'e bakarken artık en güvenilir adamımın kriz geçirerek ölmesini istemediğim için bir kaç adımda yanına yaklaştım.

Gülerken iki büklüm olduğu için, hafifçe eğildiğimde boylar eşitlenirken sağ elimi yukarı kaldırıp, tam Joseph'in yanağına denk gelecek şekilde savurdum.
Mutfakta yankılanan tokat sesinin ardından acı bir inleme duyulurken Joseph bu sefer yanağını tutarak, dikleşti.
"Ne yapıyorsun, Alin ya?" Yanağını tutarak sorduğu soruya:
"Kriz geçiriyordun." Diye kısa bir cevap verdim.
"Hayır, komik olduğu için gülüyordum!"
"Hayır, kriz geçiriyordun." Sakin bir ses tonu ve yüz ifadesi ile kurduğum cümle sonucu kendi düşüncelerini tartmaya başlaması tek kaşını kaldırıp, gözlerini kısmasından belli olurken, omuz silkip, ona arkamı döndüm.
"Ee gidiyorum o zaman ben?" Dedim Poyraz'a kaşlarımı kaldırarak.
"Alin, şu anda sen tam yanı başımdaki sandalyede oturuyorsun, oturak bir şekilde ne istiyorsan, yapabilirsin. Joseph de bana yardım ediyor."
"Bak, bu harika bir karar. Bu adamın eli çok lezzetlidir!" Dedim işaret parmağımla Joseph'i göstererek.
"Sanki çok tatmışsın gibi yemeklerimi." Diye mırıldandığında duymamı beklemiyor olacaktı ki, verdiğim cevabın ardından kaşları şaşkınlıkla havalandı.
"Yoo, geçen sefer yaptığın bir Türk yemeği vardı. Onu çok beğendim mesela."
"Ne yemeği?" Diye sohbete dalan Poyraz'ın sorusuna Joseph hala üzerinden atamadığı şaşkınlıkla:
"Sarma." Dedi. Poyraz'ın da kaşları havalanırken:
"Ne kadar yemiştin?" Dedi Joseph kısık gözlerle.
"Üzerinden iki üç tane aldım, tadına baktım. Zaten çok yağlı da yapmamıştın. Daha fazla yemek isterdim, ama acelem vardı. Bence tekrar yapmalısın." Dediğimde gözleri sevinçle ışıldadı.
"Annem harika yapar sarmayı." Diye söyleyen Poyraz'a:
"Helin hanım yemeklerini çok yağlı yapıyor. Midem bulanıyor." Dedim.
"Sen onun için mi bize geldiğinde hiç bir şey yemiyordun?"
"Evet? Ama Joseph'e sorduğum sorunun cevabı havada kaynadı?" Diyip tekrar bakışlarımı Joseph'e çevirdiğimde anlamaz şekilde olan bakışlarını denk gelerek:
"Bir daha yapar mısın dedim." Diye tekrarlamak zorunluluğu hissettim kendimde.
"İste yeter. Akşama hazır olur." Diyip, göz kırptığında Poyraz da tavaya dökmek için diğer malzemeleri alırken bu hareketi gördüğü an gözlerini kısarak Joseph'e baktığında Joseph sadece gülmekle yetinmişti.

BELKİ DEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin