38.Bölüm:Yarın Sabaha Çok Sevimsiz Bir Adet Randevu

117 6 443
                                    

Elliot Dennis Einsteen...

Muhtemelen hala Eliot'un saçıma kondurduğu ufak öpücüğün etkisi altında olduğumdan olsa gerek;Ernesto'ya verdiğim tepki biraz ciddiyetsiz oldu."Hımm,öyle mi?"dedim panikle."İyi;bunu sonra konuşuruz.Ben şimdi gideyim de buradan bi-"

Tek istediğim şu an Eliot'tan uzaklaşmaktı;bu yüzden Ernesto'nun dediğine zerre takılmadan yanından geçip gidecektim ki kolumdan tutup beni durdurdu."Eee yok artık ama yani!"diye isyan etti şok içinde bana bakarak."Aralarında birazcık bile olsa beyni olan,dediğimin ciddiyetini kavrayacak tek kişi sensin diye sana geliyorum ama senden gelen tepkiye bak!Sen de bu manyakların arasında takıla takıla zeka yaşını sıfırlamışsın sanırım Elliot;geçmiş olsun!"

"Yok canım!"dedi Eliot,arkamdan yaklaşıp kolunu belime dolarken."Ürkek ceylanım benden kaçıyordu sadece."Ürkek ceylanım?Kaçmakla tam isabet yaptığımı fark ederken korkuyla yutkundum.Ben bu çocuğun elinden nasıl kurtulacaktım ki?Bir şekilde bunu başarmalı,Eliot'u kendimden uzaklaştırmalıydım.Çünkü ondan hoşlanıyordum ve bu başıma gelebilecek en kötü şeydi!Eliot Thane'den hoşlanmak için beynimi bir üniversite hastanesine kadavra olarak bağışlayıp yerine saman doldurmuş olmalıydım.Bu normal bir insan evladı için bile böyleyken bir de Albert Einsteen'in ruhunu taşıyan bir Athena melezi olarak Eliot Thane gibi birinden hoşlanmamı aklım almıyordu ama en azından bu hoşlantının devam edip daha güçlü bir şeye dönüşmesine izin vermeyecek kadar iradem hala daha mevcuttu.Bu saçma,mantıksız ve anlamsız hoşlantımın önüne geçme konusunda çok kararlıydım çünkü Eliot Thane gibi biriyle asla bir birliktelik kuramayacağımı,zaten kurmamam da gerektiğini biliyordum ama elini belime yerleştirdiği an tüm vücudum ürperince beynimle vücudumun aynı fikirde olmadığını acı verici bir şekilde idrak ettim.Ama ben bir Athena meleziydim;daima beynimi dinlerdim.Pes etmek yoktu;her şekilde bu hoşlantıyı yok edecektim.Bunu nasıl yapabilirdim?Eh;ilk olarak biçimli ve dolgunca belimi kavramış ellerini belimden uzaklaştırsam çok iyi olacaktı.

"Pardon,flörtleşmenizi bölüyorum ama size çok ciddi bir sorum var:Siz bizim şu an hangi şartlar altında olduğumuzun,az önce size hangi haberi verdiğimin farkında mısınız?Yahu siz şu an burada ne yaşandığının farkında mısınız?"dedi Ernesto;kaşlarını sinirle kaldırarak.Sinirden kızarmış gibi görünüyordu ki çok haklıydı.Bana sinirlenmesine bile gıcık olamıyordum çünkü öyle haklıydı ki!Percy'nin cesetlerini kampta sergilemek için yaşadığı barbarlar bizmiş ama şu an konuştuğumuz konuya bak...Bir dakika!NE?!

"NE?"diye bağırdım kendimi frenleyemeden.Gelen geçen birkaç Roma melezinin sorgularcasına bize baktığını görünce Ernesto'ya yaklaşıp sesimi kısık tutmaya çalışarak kelimeleri birbirine ardına sıralamaya başladım."Ernesto,sen neyden bahsediyorsun?Bu mümkün değil!Biz nasıl onun peşinde olduğu barbarlar olabiliriz ki?Biz onun yaşadığını,burada olduğunu bile yeni öğrendik!Melez Kampı'ndan geliyoruz ya biz;tek derdimiz de onu kampımıza geri götürmek!Nasıl onun bahsettiği barbarlar olabiliriz?!"

"O kelimeleri burada yüksek sesle söyleme!"dedi yavaş adımlarla-ekibin diğer üyeleriyle birlikte- bize doğru yaklaşan Nico Di Angelo kısık ama gergin bir sesle."Sakın bir daha bu kampta yüksek sesle "Melez Kampı"ya da "Yunan"kelimelerini ağzına alma çünkü bunun cezası bile idamdır!"

"Burada her şeyin cezası idam gibi görünüyor aslında zaten.Bu yüzden sürpriz bir haber olmadı,"dedi Ross;umursamazca omuz silkerek."Gerçi zaten beş yüz sayfalık kurallar kitabı olan kamptan da başka bir şey beklenemezdi.Aaa durun;size ne söylemeyi unuttum!Tapınakların yanlarından geliyorum,orada Tanrıların heykelleriyle beraber neyin heykeli de var,biliyor musunuz?"Sırıtarak elindeki kamp tanıtım ve kurallar broşörünü işaret etti."Bunun!Ve daha da beteri;broşörün heykelinin önünde Tanrıların heykellerinde olandan çok daha fazla adak vardı!"

Yanlış Taraf | PJO×Açlık Oyunları(Katılımlı Hikaye)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin