Diğer haraçlara planı detaylıca anlattıktan sonra hepimiz Allison'un barakasına geçtik;uyuyup yarın için enerji toplamamız gerekiyordu.Luka,Theo ve Tyler Woods ittifakımıza katılmamıştı;o halde onları öldürmek zorundaydık.Luka'nın vahşiliğinden dolayı ona merhamet beslemiyordum,Tyler Woods'un da biz ona saldırmazsak bize saldıracak kadar soğukkanlı olacağına emindim ama sırf Alex için Luka'nın yanında kalan Theo'ya üzülüyordum.Keşke onu öldürmemenin bir yolu olsaydı.İlk nöbeti Clarisse ile Blake Rois tuttu;sabah saat dörde gelirken ise sıra Allison ile bana geçmişti.İlk başta her şey gayet normaldi,sessizce etrafı kolluyorduk ama sonra birden Allison'da bir değişiklik fark ettim.Gözlerini bir noktaya dikmiş,sanki taş kesilmiş gibi duruyordu.Gerilerek yavaşça omzuna dokundum.Dokunmamla şiddetli bir çığlık koparıp benden kaçması bir oldu.
"Dokunma bana!"Kılıç gibi keskin bağırışıyla irkilirken afallayarak kıza bakakaldım."Dokunma bana!Düşmansın sen,niyetini biliyorum.Kandırıp öldüreceksin beni."
"Düşman mı?Allison,ben Percy'yim.Düşman değilim,aynı ittifaktayız."dedim şok olmuş bir sesle.Allison hızla başını salladı.
"Evet;evet,haklısın!İttifak üyelerime düşmanın geldiğini haber vermeliyim!"Sonra zaten yüksek tonda olan sesini en az iki kat daha yükselterek barakaya doğru bağırdı."Uyanın!Düşman sardı etrafımızı,uyanın!"
"Allison,"dedim kelimelerin üstüne basa basa sert bir tonda.Bu halinden deli gibi korkmuştum ama bunu ona yansıtmamam gerekiyordu."Kendine gel!Bağırma,sesimizi duyup diğer haraçların bize saldırmalarına sebep olacaksın!Düşman falan yok!"
"Var,"diye diretti Allison inatla."Sen varsın;senin arkandakiler var!"
"Arkamdakiler mi?"dedim yüreğimin hopladığını hissederek.Yoksa çoktan birisi Allison'un bağırışlarını duyup yerimizi keşfetmiş miydi?Panikle arkama döndüğümde Allison'un işaret ettiği şeylerin uzun boylu bitkiler olduğunu fark edince rahatlayarak nefes aldım.Allison'un kontrolsüz bağırışlarının bizi henüz ele vermemiş olmasından dolayı rahatlamıştım ama aynı zamanda şundan da emin olmuştum:Allison daha bu sabah bana şizofreni hastası olduğunu söylemişti ve şuanda da bir şizofreni atağı geçirdiği kesindi.Aksi takdirde uzun boylu bitkileri ya da beni düşman olarak görmesinin ne gibi bir açıklaması olabilirdi ki?Tamam,bu halinin sebebini bilmek aslında iyiydi ama sorun şuydu ki,ben atak geçiren bir hasta nasıl sakinleştirilir,bilmiyordum ki!Dahası bir an önce sakinleştirmem gerekiyordu çünkü çığlıklarının ve bağırışlarının fark edilip yerimizin bulunmasının çok uzun sürmeyeceğine emindim.
"Allison;şu an bir atak geçiriyorsun.Düşman zannettiğin ben,senin ittifakından biriyim ve arkamda olduğunu söylediğin düşmanlar da uzun boylu otlardan başka bir şey değil,"dedim sakince açıklama yapmaya çalışarak."Anlıyor musun?Sadece hastalığından dolayı bir atak geçiriyorsun;hepsi bu."
"Herkes bunu söylüyor!"diye bağırdı Allison öfkeyle.Tahammülü kalmamış gibi sertçe kendine vurdu.Gözlerinden sanki acı ve öfke taşıyordu."Herkes bunu söylüyor;kimse bana inanmıyor!Ama ben gördüğümü söylüyorum,gözlerimle görüyorum!"
Elleriyle yüzünü kapatıp gözlerinden dökülen yaşları görmemi engellemeye çalıştı.Ama kızarmış,dolu gözlerini görmemek imkansızdı.Derin bir acı çektiğini görebiliyordum;yaşı küçük olmasına rağmen oyunların ilk gününden beri hep güçlü davranmıştı,cesur bir kişiliği vardı ama sanki şu an beş yaşındaki bir çocuk kadar desteğe ve güvene muhtaçtı.Kendine güvenememenin nasıl bir şey olduğunu düşündüm;bu kız kendine,kendi gördüklerine bile inanamıyordu.İçimin merhametle dolduğunu hissederek yavaşça Allison'a yaklaştım;bu sefer ona yaklaşmama izin verince merhametle saçlarını okşayıp kızın başını omzuma yasladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Taraf | PJO×Açlık Oyunları(Katılımlı Hikaye)
FanficKronos savaşı biteli iki ay olmuş,Percy Jackson ve arkadaşları ile Melez Kampı kampçıları bir melezin hayatı ne kadar sıradan olabilirse o sıradanlıktaki hayatlarına geri dönmüşlerdir.Ama beklenmedik bir haber herkesi şoka uğratır:Savaşta Luke'nın y...