Axel'den...(Arena bölümlerinde gözünden okuyacağımiz karakterimiz budur.Bu bölüm ve bu karakterin gözünden anlatılacak tüm bölümler karakterin tasarımcısı Mavi_Elma19'ya ithaf edilmiştir.♡)
Bazı günler vardır;bilirsiniz.Her şey normal gibidir;havaya,yere,çevreye,nereye bakarsanız bakın bir fark göremezsiniz.Sanki her şey aynı tekdüzeliğinde ilerliyor gibidir ama bir şeyler sizi tedirgin eder;somut bir şey yoktur ortada ama var olduğuna yemin edebileceğiniz ölçüde vardır da.İşte Melez Kampı tam da o gününü yaşıyordu.Görünüşte bir şey yoktu;tabi geçen yıldan bu yana yapılan birkaç değişikliği saymazsak.Kano gölünün etrafı parmaklıklarla çevrelenmişti çünkü Dianysos'un ihanet eden melezlerin göl yoluyla kaçabileceği gibi bir paronoyası vardı.Amfiye dokunulmamıştı ama artık makyajlarını rahatlıkla yapmak için amfi merdivenlerini kullanan Afrodit kızları dışında kimse oraya uğramıyordu çünkü yaptığımız her türlü etkinlik ve yarışma iptal edilmişti;dolasıyla şimdi orası çorak bir araziden farksızdı.Aslında kamp içindeki her yerde değişiklik yapılmıştı ama tamamıyla olumsuz ve kısıtlayıcı olarak.Ama bunlara alışmıştık;bugünkü şey ise hala alışamadığımız ve muhtemelen asla alışamayacağımız şeydi:Kura.Nasılsa kura Açlık Oyunları' nın kendisinden bile daha korkutucu oluyordu çünkü bilirsiniz;bazen bir şey olacak korkusu o şeyin olmasından daha korkutucudur.Evet;her şey son derece normal görünüyordu;melezler hariç.Kampçı ya da ihanet etmiş fark etmeden hepsi sarsılmış görünüyordu;kampçılar daha sakin ama daha üzüntü dolu bir haldelerken ihanet eden melezler arenada cansız mankenleri yapıldıklarına pişman ederek hırslarını ve öfkelerini ortaya döküyorlardı.Şahsen esaslı bir savaşçı olarak ihanet eden melezler gibi cansız mankenlere saldırmayı tercih etmiştim,kılıç çalışmak beni her zaman rahatlatırdı.Aslında dürüst olmamı isterseniz kurada adımın çıkmasından pek korkmuyordum;gerçek bir savaşçıydım.Aslında muhtemelen herkesin tahmin ettiğinden çok daha sağlam bir savaşçıydım,adım o kuradan çıkarsa başımın çaresine bakabileceğime inanıyordum ama onlarca insanın ölümünü görmek,hatta kendin öldürmek zorunda kalmak...Bu korkunçtu ve bunu yaşamak istemiyordum.Diğer yandan gerçek şuydu ki;yaşanacaksa yaşanacaktı.Bunu bana hatırlatan şey;deniz kabuğundan çıkan sesin hepimizi tam bir yıl aradan sonra kuraya çağırmasıydı.
Yüksek hıçkırıklar ve öfkeli söylenmeler eşliğinde amfiye doğru yürüyüp arka basamaklardan birine oturdum.İhanet eden melezlerin çoğu amfiye gelmeyi reddetmişti,kamçılardan ihanet eden melezlere düşman olanları Dionysos'un emriyle onları yaka paça çekiştire çekiştire amfi basamaklarına oturttular ki bu manzara iğrençti.Tüm bu eziyeti;bu vahşeti bize reva gören bizzat Dionysos'un da içinde bulunduğu Olimposlular değil miydi?Bunu görmeyip nasıl olup da ihanet eden melezlere bu denli düşman kesilebiliyorlardı ki?Tam bir gerizekalılık eylemi olduğunu düşünürken ihanet eden melezlerden birini zorla amfiye oturtan Nicholas'ın kızın kolunu ısırdığını görünce bu düşüncemin son derece haklı olduğuna emin oldum.Kız Nicholas'ı şiddetli bir çığlık kopararak üzerinden attı ve asabi bir sesle bağırdı.
"Bana bak,seni ruh hastası.İstediğin kadar manyak ol,benim kadar olamazsın.Bana bulaşma,anladın mı?"
"Sakin ol,Stephanie."dedi adını bilmediğim bir kız elini Stephanie' in omzuna koyarken."Şimdi sırası değil,umarım ki adımız kuradan çıkınca arenada tüm hünerlerimizi sergileyeceğiz."
"İnan bana,sadece arenada bunlara nasıl tekmeyi bindireceğimizi düşünerek tüm bu yaşananlara sabredebiliyorum,Cashmere,"diye homurdandı Stephanie.Nicholas tam lafın altında kalmamak için ağzını açmıştı ki birden üzerine biri atladı ve Nicholas sendeleyerek yere yığıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Taraf | PJO×Açlık Oyunları(Katılımlı Hikaye)
FanficKronos savaşı biteli iki ay olmuş,Percy Jackson ve arkadaşları ile Melez Kampı kampçıları bir melezin hayatı ne kadar sıradan olabilirse o sıradanlıktaki hayatlarına geri dönmüşlerdir.Ama beklenmedik bir haber herkesi şoka uğratır:Savaşta Luke'nın y...