yirmi iki ölü mum

2.2K 227 269
                                    

88 beğeni

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

88 beğeni . 12 yorum

baris.yilmaz Just call my name, I'm yours to tame •I crave your taste all night long 'Til morning comes

10 yorumu gör

elcinn.nn Yuh ceket muazzam nerdennn 🔥
baris.yilmaz Yüksel abininn!!! ağlayabilirsin

Gün şansıma yağmurluydu yine bugün. Pazar sabahı uykusu aslında en sevdiğim şey olmasına rağmen yarın gideceğimiz için erkenden kalkmıştım. Kahvaltımızı yaptıktan sonra, hazırlanmış Yüksel abinin kışlıklarını toparlamasına yardım ediyordum. İkimizin paylaştığı büyük yatakta uzanmış gri bulutları izlerken fotoğraf makinesiyle fotoğrafımı çekmişti. Ve fotoğraf öyle güzeldi ki, neden atmayaydım? "Ne yapalım istersin bugün?"  elimdeki kazağı katlayıp ona uzattım. Valizin önünde bağdaş kurmuş kıyafet katlıyor, diğer yandan karpuz yiyorduk.

"Bilmiyorum ki, aslında denize girmek istiyorum ama gezmek de istiyorum. Ne yapalım abi?"

Ağzına kocaman bir parça karpuz attı. "Gündüz gezeriz," dedi bir kısmını öğütüp yuttuktan sonra. "Akşam da denize gireriz. Olur mu?"

Elbette olurdu. İnsanların neden kafa dağıtmak istedikleri zaman şehir dışına çıktıklarına anlam veremiyordum ama demek ki bu yüzdendi. Kendimi bir şekilde şarj olmuş hissediyordum; bu his, daha önce hiç hissetmediğim şekilde güzeldi. "Ne kadar fazla kolej ceketin var,"  diye sordum bir tane katlarken. 

"Sorma ya üniversitenin ilk yılı aldım ergen hislerimle. Tam sekiz tane var,"  kahkaha attığında ben de güldüm. Kışlıkları çoktu ama hiçbiri aşırı kalın değildi. Bense resmen yorgan giyip gidiyordum okula Bolu'dayken. Havaya adapte olmak zordu; o kadar sıcaktı ki sanki derimi soyup çıkartsam yine de yanacaktım. Telefonumdan mesaj sesi geldiğinde bakıştık. Midem kaynamaya başlamıştı çünkü bir şekilde, ondan geldiğini biliyordum. Elçin uyuyacağını söylemişti ve zaten bana başkası da yazmazdı. Boşverip kazak katlamaya devam ettim.

"Çok aşıksın ama neden öyle davranmıyorsun?" diye sordu Yüksel abi iç içe geçirdiği berelerini kenara sıkıştırırken. "Utanıyor musun?"

"Bana yabancı duygu bunlar. Üstelik biliyorsun, öğretmenim."

Başını salladı yalnızca. "Erkekten hoşlandığın için garipsiyor musun?" Biraz tuhaf geliyordu elbette. Ama niyeyse bir kısmım da hep onu bekleşmiş gibi açgözlü davranmak istiyordu. Bana, buna alışmam için süre bile tanımıyordu.

"Yani,"  dedim bir parça karpuz alıp. "Benim için de ilk. Bilmiyorum. Olmamamız için sana yüz tane sebep sayarım ama olmamız için bir tane mantıklı bir sebep yok."

"Aşkta mantık aramazsın koçum. Bak bana, hâlâ unutamadım. Mantıklı mı değil. Etik mi değil. Söz de geçmiyor. Öyle sürünüyorsun sadece. Akışına bırak o yüzden. Bırak ne olacaksa olsun. Kötü bitse de öldürmüyor sonuçta."

Cehennem Sonesi (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin