"Olmamış gibi yapabilenlerin dünyası bu, benim değil. Ben yapamıyorum. Ben sosyal bukalemun olamıyorum. Bulunduğum kabın şeklini, bindiğim dalın rengini alamıyorum. Yetmezmiş gibi bir de ışıldıyorum!"
Yeşil Peri Gecesi, Ayfer Tunç
Elena'nın hıçkırarak ağlayışını izlerken cehennem göğsümde çiçek açtı.
Halbuki babamın, ablamın, abilerimin, gencecik yeğenlerimin, kuzenlerimin ve nice dostlarımın tabutunu omzumda taşıdıktan sonra dünya üzerinde bana ağır gelebilecek bir şey kalmadığını zannederdim. Pek bir yüküm yoktu artık, hafifleyebileceğim kadar hafiflemiştim. Bir yaz günü beni Mersin'deki tozlu toprak yola sürükleyen de buydu zaten. Kapı açıktı ve beklemek için bir sebebim kalmamıştı. Fakat tam da ötesindeki boşluğa doğru savrulurken yön değiştirmiş, kapıdan çıkıp gitmek yerine ağırlığıyla sırtımı büken bir sevdayı omuzlarıma yüklenmiştim.
Şimdiyse kendimi cehennemde sanıyordum fakat hayır, ben o kapının kendisiydim. Bunu da elbet bir gün öğrenecektim.
Cehennem ondan sonra başlayacaktı.
Alp bırak beni!" diyerek hıçkırdı Elena. "Sadece kitap okuyacağım, lütfen!"
"Hayır." dedim net bir şekilde. Eğilip yerdeki kırık kapı kolunu elime aldım. "Hayır, kitap falan okumayacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ederlezi
Romance"Sabaha kadar konuşmanın sabaha kadar sevişmekten daha tehlikeli olabileceğini kim tahmin ederdi ki? Her gece çiftliktekiler uyuduktan sonra Elif gizlice odama gelip yatağın diğer ucuna geçiyordu. Işıkları yakmayı hiç teklif etmemiştim, o da durum...