Bölüm 23 - El Adamı

38.7K 1.8K 1.3K
                                    

"Yürüdüğüm yollar yormadı beni,
kendimi öldürmek için
kurduğum planlar işe yaramadı,
hiç eksilmedim, çoğalmadım hiç
unuttum çıplağında öldüğüm geceyi."

-Birhan Keskin

-Birhan Keskin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


ALPARSLAN

Sağ kaburgamdaki korkunç sızıya rağmen huzurlu bir ruh haliyle uyandım. İçeriden su sesi geliyordu, kafam allak bullaktı ve tavanı izlerken nerede olduğumu anlamaya çalışıyordum. Hatırladığım son görüntülerde Elena'nın güzel yüzü vardı. Elindeki şırıngayı koluma batırırken "Yemin ederim genel anestezi falan yapmıyorum." diyordu bana. "Bu sadece acını dindirecek bir ilaç."

Sonrası giderek bulanıklaşan görüntüler, kesikleşen anılar ve zifiri karanlık...

Kahretsin. Beni oyuna getirmişti. Beni yine oyuna getirmişti ve artık hangi birinin hesabını soracağımı bilmiyordum. İşin kötü yanı, hesap sormanın bir anlamı da yoktu çünkü bu kızın yalanları Şehrazad'ın masalları gibiydi. Biri biterken diğeri başlıyordu. Tam çözdüm derken yeni bir yalan uyduran, oynadığı oyunlardan pişmanlık duymayan, güvenimi yitirmekten bile korkmayan birine öfkelenmek neyi değiştirirdi ki? Üstelik o da herhangi bir açıklama ihtiyacı hissetmiyordu. Daha dün sabah "Aşık mıyız biz?" diye kızmıştı bana. "Bu neyin kıskançlığı?"

Belli ki Elif'in gözünde onu kıskanabilecek, sahiplenebilecek, ondan hesap sorabilecek bir konumda değildim. Dürüst olmak gerekirse haksız da sayılmazdı. Aramızda birbirimize karşı verdiğimiz bir söz yoktu, bir vaat yoktu, bir geleceğimiz yoktu. Evlilik yolundaydık fakat yaptığımız şeye mantık evliliği bile denemezdi. Özgür irademizin dışında bir evliliğe sürüklenmiştik biz. Bu koşullar altında onu ne kıskanabilirdim, ne sahiplenebilirdim, ne de herhangi bir konuda bana hesap vermesini bekleyebilirdim.

Fakat kahretsin ki bunları yapmaya devam edecektim.

Başka ne olacaktı amına koyayım? Ben bu kızı başkasıyla sözlü zannederken bile kıskanıyordum. Saçma sapan sahiplenme triplerine giriyordum, abi ayağına korumaya çalışıyordum. Daha tanışalı üç gün olmamışken, aramızda hiçbir muhabbet yokken, babasının gözünün önünde elindeki kesiğin hesabını sormaya kalkıştığım olmuştu. El kızıyken kayıtsız kalamadığım hatuna karım olduktan sonra nasıl yabancı muamelesi yapacaktım ki?

İç çekerek üzerimdeki örtüyü sıyırıp doğrulmaya yeltendim. Tenimdeki dikişler gerilince ağzımdan acı dolu bir inleme kopmuştu, fakat umurumda değildi. Kaç saattir uyuyordum kimbilir? Ben uyurken dışarıda iç savaş bile çıkmış olabilirdi. Çatışmaya gitmek yerine eve döndüğüm için Abas ve adamlarının deliye döndüğünü tahmin edebiliyordum ama büyük ihtimalle Elif'in oyunu yüzünden onların planından caydığımı sanacaklardı.

Gerçekteyse onların sikik çatışmaya girme planını daha baştan elemiştim, Elif beni yoldan döndürmüş olmasaydı bile istikametim Yurterlerin verdiği buluşma adresi değildi. Benim niyetim direkt Bayraktar'ın kapısına dayanmaktı. Eğer benim dörtlü kafes işini becerebildiyse bu plandan çok sapmış sayılmazdım. Çünkü her iki planın amacı da Bayraktar'a biat etmediğimi duyurmaktı ve bu duyurunun birçok cephede karşılığı olacaktı.

EderleziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin