Bölüm 10 - O Konak Asıl Şimdi Yanmaktadır

50.2K 2.5K 4.3K
                                    

"Ne olduysa için-için ve neler de olmadıysa,
Hiçbir zaman demedimdi bir hiç için.
Bu çizgiler, bu aklar, o anın yangınından kalmadır,
O konak asıl şimdi yanmaktadır!"

-Özdemir Asaf

Bölüm şarkısı: Çoban YıldızıEk şarkı: Zaz - Les Passants *

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısı: Çoban Yıldızı
Ek şarkı: Zaz - Les Passants *.* 

-*-

Elimdeki notu okumayı bitirdiğimde önce kendime, ardından resepsiyondaki kadına bela okudum. Sonra kadının hamile olduğu geldi aklıma, son ettiğim belayı geri alıp onu da kendime okudum. Tam da kıza bana abi diyeceksin konulu bir nutuk atmışken karşımıza çıkan bu manzarayı nasıl izah edecektim ben ya? Resmen bir avuç hamilelik hormonuna kurban gitmiştik.

"Alparslan?" dediğini duydum Elif'in. "Bunlar ne?"

"Alparslan Abi!" diye düzelttim utanmadan. "Soruna gelince, bunlar resepsiyondaki kadının hamilelik hormonlarının eseri olmalı..."

"İyi de evlilik yıldönümü diyor?"

"Kadını oda vermeye nasıl ikna ettim sanıyorsun?" diyerek yalanı yalana bağladım. "Evlilik yıldönümümüz diyince ikna oldu. Ama ikna olmakla kalmayıp biraz gaza gelmiş anlaşılan!"

Aslında tamamen yalan sayılmazdı. Sonuçta odayı gerçekten de ben hazırlatmamıştım. Hem ben manyak mıydım ya? Böyle bir oda hazırlatacak olsam ne diye kıza abi de bana diye baskı yapacaktım ki?

"Neyse, olan olmuş..." diyerek odanın içine ilerledi Elif. "Hadi çıkar gömleğini de yatağa geç."

Kendimi tutamadım. "Sen çıkarsana."

Yehova belanı versin, Alparslan. Allah yoruldu artık.

"O kadar yanıyor mu canın?" diye panikle yanıma geldi garibim. "Gerçekten anlam veremiyorum- Bir insan bu halde neden kavga eder ki? Ne için?"

Senin için...

Elif beni sürüklerken acıyla yüzümü buruşturarak kırdığım potu telafi etmeye çalıştım. Yatağın kenarına oturduğumda "Dur önce ellerimi yıkayayım." diyerek banyoya koşturdu. Kızın gidişiyle birlikte arkamı dönüp dikişlerime bir yumruk çaktım.

Kahretsin! Acıdan nefesim kesildi resmen, inlememek için kendimi zor tuttum. Neyse ki kullandığım orantısız güç işe yaramıştı. Birkaç saniye sonra kaynamak üzere olan dikişlerimden sızan kan gömleğime yayılmaya başladı. Elif banyodan çıkıp ışıkları açtığında avuç içi kadar bir bölge kırmızıya dönmüştü.

"Ah, şu haline bak!" diye çıkıştı bana. Eczaneden aldığımız malzemelerle birlikte yanıma geldiğinde dört farklı dilde söyleniyordu. Bu yüzden bana ters bir bakış attığında kafam karıştı.

"Neyi bekliyorsun?"

"Anlamadım?"

"Uzanmanı söyledim ya!"

EderleziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin