Bölüm 27 - Ufuktaki Savaş

38.6K 1.4K 1.5K
                                    

Bölüm sonunda iki parçadan oluşan bir flashback var. İlk parçayı okurken kafanız karışabilir, isimleri birbirine karıştırabilirsiniz. DMS'de olsaydı flashback yerine geçmiş yıllara ait sekanslarla karakterleri kurguya dahil edebilirdim ama Ederlezi tek koldan ilerliyor. Flashbacklerle de çok yormak istemediğim için geçmişe dair mevzuları olabildiğince olabildiğince az ve öz biçimde işlemeye çalışıyorum. O nedenle okuyacağınız flashbacki baştan sona senaryo formatında yazmıştım, bu şekilde kısa bir part içinde çok daha fazla konuyu işlemek mümkün oluyor. O haliyle buraya koyamayacağım için de üzerinde oynamalar yaptım, karakter iç seslerini ekledim, mizansen kısımlarını edebi tasvirlere dönüştürüp metni yeniden roman formatına çevirmeye çalıştım. Ama her halükarda okurken sırıtacak, bunu illa ki hissedersiniz. Sonradan eklemeler düzenlemeler yapsam da konunun diyalog yoluyla işlendiği bir metin bu, orijinalinde karakter iç sesleri de diyalog biçimindeydi. Okurken bunu göz önünde bulundurursanız sevinirim. ❤️

Bu detayları bilmeniz kurgu açısından önemli mi, değil elbette ama aramızdaki iletişim açısından önemli bence. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. (:

"Fevkalade samimi ve şaşırtıcı biçimde mesafeli bir adamdı Dük Leto Atreides

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Fevkalade samimi ve şaşırtıcı biçimde mesafeli bir adamdı Dük Leto Atreides. Bununla birlikte, birçok olgu Dük'e giden yolu açıyor. Bene Gesserit eşine olan ebedi aşkı, oğlu için kurduğu düşler ve ona hizmet eden adamların adanmışlığı. Onu şöyle görüyorsunuz: Kader'in tuzağına düşmüş bir adam, oğlunun zaferinin gölgesinde kalmış yalnız bir şahsiyet. Yine de şunu sormak gerekiyor:

Oğul, babanın bir uzantısından başka nedir ki?"

- Frank Herbert, Dune

- Frank Herbert, Dune

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


ELENA

Bakışlarımız buluştuğunda kendini öne iterek doğrulup bize doğru yürümeye başladı. Öfkesini sakinliğiyle yansıtabilen adamlardan değildi Alp, onun öfkesi ya gözlerinde, ya da namlunun ucunda olurdu. Şimdiyse ikisini birden görüyordum.

"Adar hemen git buradan!" dedim panikle. "Araban nerede?!"

"Ne?"

"Nişanlım geliyor." diyerek bize doğru ilerleyen adamı gösterdim. "Muhtemelen gördüklerini yanlış anlamıştır, o gelmeden önce git burad-"

EderleziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin